Ekonomi

Yatırımcılar mart faiz indiriminden ümidi kesti

Piyasalar nihayet mart ayı için FED faiz indirimi beklentilerinden vazgeçti. Ancak uzmanlara göre piyasalar ile FED arasında hâlâ büyük fikir ayrılıkları mevcut. Bu ayrışma piyasalarda ciddi dalgalanmalara sebep olabilir

Yatırımcılar mart faiz indiriminden ümidi kesti
07-02-2024 16:06

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Yatırımcıların ABD Merkez Bankası’nın (FED) ilk faiz indirimini mart ayında gerçekleştireceğine dair beklentiler geçen hafta açıklanan güçlü ekonomik veriler ve FED Başkanı Jerome Powell’ın sert mesajlarıyla birlikte nihayet baskılandı. Ancak FED’in para politikasına dair yatırımcı görüşleri ABD Merkez Bankası’ndan farklı kalmaya devam ediyor. Financial Times’ın haberine göre, FED’in planlarına bağlı kalması durumunda piyasalarda volatilitenin yükselebilir ve yatırımcılar kayıplarla karşı karşıya kalabilir.

Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre, ABD politika faiz oranları FED’in enflasyonu dizginlemek için uyguladığı agresif faiz artışlarının ardından 23 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Amerikan merkez bankasının faizleri %5,5-5,25 aralığından ne zaman ve ne kadar düşüreceği ise yatırımcılar için en büyük soru işareti olarak öne çıkıyor.

Powell hafta sonu katıldığı bir televizyon programında FED yetkililerinin temel senaryo olarak yıl içerisinde 3 faiz indirimi öngördüklerini yineledi. Aynı mesaj FED’in aralık ayında yayınlanan ve piyasa çevrelerinin yakından takip ettiği “noktasal grafiğinde” de görülüyordu.

Ancak aralık ayından bu yana, vadeli işlem piyasasındaki yatırımcılar beklentilerini yalnızca sınırlı düzeyde geri çekti. Yatırımcılar FED’in bu yıl kalan yedi toplantısı boyunca daha altı yerine beş kez faiz indirimi gerçekleştireceğini fiyatlıyor.

Söz konusu fiyatlandırmaları değiştirmek de oldukça zor. Henüz geçen haftaya kadar yatırımcılar mart ayında bir faiz indirimi yapacağına dahi şans veriyordu. Geçen hafta Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısının ardından düzenlenen basın toplantısında Powell'dan kesin bir açıklama geldi. Ardından cuma günü şaşırtıcı derecede güçlü bir ABD istihdam raporu yayınlandı. Son olarak Powell’ın hafta sonu katıldığı ’60 Minutes’ programında yaptığı açıklamalar geldi. Tüm bu gelişmelerin ardından vadeli işlemler yatırımcıları mart ayında faiz indirimi senaryosuna bugün gibi düşük bir ihtimal veriyor.

FT haberine göre, Franklin Templeton Sabit Gelir Birimi Baş Yatırım Sorumlusu Sonal Desai, “Yavaş yavaş FED ile aynı çizgiye geliyoruz. Aralık ayında piyasanın FED’i daha erken faiz indirimine zorlayabileceğine dair bir his vardı. Ancak veriler piyasalarla iş birliği yapmadı. Göstergeler, FED’i erken bir faiz indirimine zorlamaya yetecek kadar zayıf değil” açıklamasında bulundu.

Desai, “Piyasalar nihayet cuma günkü istihdam rakamlarının ardından Powell'ı dinlemeye başladı” ifadelerine yer verdi.

Tahvil piyasaları son dört işlem gününde oldukça sallantıdaydı. Yatırımcıların mart ayında faiz indirimi gelmeyeceğini kavramaya başlamasıyla tahville son ayların en büyük çaplı günlük hareketlerini kaydetti.

Faiz beklentileriyle hareket eden iki yıllık ABD Hazine bonosu getirisi, işverenlerin ocak ayında 353.000 yeni istihdam eklediğini gösteren raporun ardından cuma günü 0,16 puan arttı. Getiriler pazartesi günü tekrar yükselerek son bir ayın en yüksek seviyesi olan yüzde 4,48'e ulaştı.

Piyasa FED’in görüşüne uyum sağlamak zorunda kalırsa, bunun gibi daha fazla dalgalanma da yaşanabilir. ABD Hazine piyasasındaki volatilite beklentilerini haritalayan ICE BofA Move Endeksi, ocak ayında dört ayın en düşük seviyesini görmesinin ardından faiz beklentilerinin değişmesiyle şubat ayında yükselişe geçti.

Bu arada ABD hisse senetleri, güçlü istihdam raporunun ardından cuma günü tüm zamanların en yüksek seviyelerine yükseldi ve pazartesi günü düştü. Ancak FED’in öngördüğünden daha fazla indirim yapılacağı beklentisi de hisse senedi fiyatlarını destekliyor olabilir.

PNC Financial Services'in Baş Yatırım Sorumlusu Amanda Agati “Piyasa bir çocuk gibi ek para politikası teşviklerinden bol miktarda şeker istiyor. Ancak bu istediklerini alacakları anlamına gelmiyor. Dalgalı bir ilk yarı için zemin hazırlıyor” uyarısında bulundu.

Piyasanın fiyatladığı ile FED’in faiz oranı politikasında işaret ettiği iki senaryo arasındaki kalıcı gerilim, kurumsal tahvillerin fonlanmasına ilişkin planların önceden belirlemelerini zorlaştırdı ve fırsatçılığı hakim olduğu bir borçlanma dalgasını körükledi.

Geçen yılın sonunda finansal piyasalarda yaşanan güçlü ralli, 2024'ün ilk birkaç haftasında şirketler için nispeten iyi huylu bir zemin oluşturmuştu. Ocak ayında ABD’deki yatırım yapılabilir tahvil ihraçları rekor hacimlere ulaşmış, çürük dereceli tahvil ihraçları da önemli hacimlerle bu gidişata eşlik etmişti.

Piyasa katılımcıları, şirketlerin işler yolunda giderken tahvil ihraç etmeyi tercih ettiğini belirtiyor. Birçok yatırımcı aylardır yeni arzdan mahrum kaldığından ve kenarda bol miktarda nakit tuttuğundan tahvil ihraçlarına yönelik talep oldukça yüksekti.

Yatırım şirketi Apollo'nun Baş Ekonomisti Torsten Sløk, "Bence hem yatırım yapılabilir hem de yüksek getirili tahvil ihraç eden şirketler mevcut tabloyu ‘Henüz alabiliyorken alın’ şeklinde görüyor ve ocak ayında da bunun iyi bir fikir olduğu ortaya çıktı” ifadelerine yer verdi.

Ancak bu türden tahvil alımlarında zamanlamanın zorluğuna dikkat çeken Sløk, cuma günkü istihdam verileri sonrasında yatırımcıların bu pencerenin kapanıp kapanmadığını sorguladığını da sözlerine ekledi.

BNP Paribas Amerika Kıtası Makro Strateji Başkanı Calvin Tse, FED yetkilileri ile piyasanın faiz indirimi beklentileri arasındaki mevcut farkın önemli olduğuna inanmadığını söyledi. Vadeli işlem piyasasındaki yatırımcılar bir dizi olası sonuç üzerine bahse girerken, FED yetkilileri ise daha kesin tahminlerde bulunuyor.

Ancak Tse'nin bakış açısı FED’inkinden önemli ölçüde farklı. Tse, FED’in mayıs ayında faiz oranlarını düşürmeye başlayacağına ve bu yıl sonraki beş toplantının her birinde 0,25 puan düşürmeye devam edeceğine inanıyor. Bunun nedeni, enflasyonun bu yıl önemli ölçüde yavaşlamasını ve FED’in politikayı buna göre ayarlamak zorunda kalmasını beklemesi.

Tse, "FED faiz oranlarını düşürmezse ve enflasyon düşündüğümüz kadar hızlı düşerse, bu politikanın daha kısıtlayıcı hale gelmesi anlamını taşır. Powell, para politikasının yeterince kısıtlayıcı olduğunu zaten söyledi” ifadelerine yer verdi.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER