Ekim 2010'da ABD'nin Irak ve Afganistan'da işlediği suçları da delillendiren binlerce gizli belgeyi yayımlayan Assange'ın ABD'ye iade davası, Londra'daki Yüksek Mahkemede görülmeye başlandı.
Julian Assange'ın eşi Stella Assange, iki gün sürecek duruşmanın görüldüğü mahkemenin önünde yaptığı açıklamada, Assange'e karşı açılan davayı basın özgürlüğüne "doğrudan saldırı" olarak nitelendirdi.
Stella Assange, "Davanın ABD'nin, 'Uluslararası Ceza Mahkemesinin ABD'nin Afganistan'daki faaliyetlerine ilişkin soruşturma yürütmesini engellemek için her şeyi yapacağını söylemesinin' ardından açıldığını duyduk." ifadesini kullandı.
REKLAMWikiLeaks'in ifşaatlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) dahil çeşitli uluslararası mahkemelerde kanıt olarak kullanıldığını belirten Assange, sözlerini şöyle sürdürdü:
"ABD hepinizi takip etmek, yargılamak ve gözünüzü korkutmak için hukuk sistemini kötüye kullanıyor. Bugünkü duruşmanın sonucu, örtbas etmenin boyutlarını açıklığa kavuşturacak. Bu aşamada, adillikten bahsetmemeliyim bile çünkü onu iade etmeye çalışan ülke (İngiltere) cinayete daha da yaklaşmışken biz bu mahkemelerde neyi tartışıyoruz?"
"Tüm gazeteciler Assange'ın iadesine karşı birleşmeli"WikiLeaks Editör Vekili Kristinn Hrafnsson da yaptığı konuşmada, Assange'ın büyük bir adaletsizlikle karşı karşıya olduğu değerlendirmesinde bulunarak, tüm gazetecileri Assange'ın iadesine karşı birleşmeye çağırdı.
Hrafnsson, "Sınır Tanımayan Gazeteciler, dünyanın dört bir yanındaki ülkelerdeki gazetecilere yönelik yargılamaları gözlemliyor ve burada İngiliz mahkeme sisteminde yaşadıklarına benzer bir şeyi hiç yaşamadılar." dedi.
REKLAMAssange'ın iadesinin, basın özgürlüğüne ve iktidardan hesap sorma yeteneğine yönelik derin tehdit oluşturduğunu kaydeden Hrafnsson, olası iade kararının, gazeteciliğin, bugünkü haliyle sonunu getirebileceğini belirtti.
Hrafnsson, Assange'ın davası bağlamında, dünya genelinde gazetecilerin karşı karşıya olduğu risklere değinerek "Eğer Assange iade edilirse bu gazeteciliğin sonu olur." ifadesini kullandı.
Yüksek Mahkemenin, Assange'ın ABD'ye iade edilip edilmeyeceğine ilişkin kararını yarın açıklaması bekleniyor.
Assange'ın dava süreciAssange'ın kurduğu WikiLeaks, 28 Ekim 2010'da ABD'nin Irak ve Afganistan'da işlediği suçları da delillendiren 251 bin gizli belgeyi yayımlamıştı.
Assange, Haziran 2012'de sığındığı Ekvador'un Londra Büyükelçiliği'nden 11 Nisan 2019'da çıkarılarak gözaltına alınmış ve "kefaletle serbest bırakılma şartlarını ihlal etmekten" tutuklanarak Londra'daki Belmarsh Hapishanesi'ne konulmuştu.
Mahkeme, 50 hafta hapse mahkum edilen Assange'ın iade talebi çerçevesinde cezasını tamamladıktan sonra da tutuklu kalmasına karar vermişti.
Yüksek Mahkeme, 10 Aralık 2021'de Assange'ın ABD'ye iade edilebileceğine hükmetmişti.
Westminster Sulh Ceza Mahkemesinin 20 Nisan 2022'de iadeye hükmetmesiyle dönemin İçişleri Bakanı Priti Patel, 17 Haziran 2022'de Assange'ın ABD'ye iade edilmesi kararını imzalamıştı.
Assange'ın avukatları da 1 Temmuz 2022'de karara ilişkin Yüksek Mahkemeye itiraz başvurusunda bulunmuştu.