"Özellikle boğaz ağrısı, ateş, öksürük ve burun akıntısı ile kendini gösteren Adenovirüsler gözlerde ise akıntıya ve kırmızı göz olarak bilinen konjonktivit’e sebep olabiliyor. Bu belirtileri taşıyanların göz hekimine muayene olmaları göz sağlığı açısından önem arz ediyor" diyen ve kışın gözlerde adenovirüs salgını ile de sıklıkla karşılaşıldığına dikkat çeken Dünya Göz Hastanesi Etiler’den Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Gamze Öztürk Karabulut, “Adenovirüs salgını ile daha çok sonbahar ve kış dönemlerinde karşılaşıyoruz. İnsanlar kapalı mekânlarda çok daha fazla vakit geçirdiği için virüsün bulaşıcılığı artıyor. Gözde ağır ve uzun süren kızarıklıklar meydana gelebiliyor. Bu da insanların temas ettiği kapı kollarından, asansör düğmelerinden geçebiliyor. Gözlerimize dokunmadan önce ellerimizi yıkamak, el hijyenine dikkat etmek adenovirüsün yayılmasını önlemek açısından önemlidir. Boğaz ağrısı, burun ve göz akıntısı, ateş ve öksürük gibi şikayetleri olanların göz hekimine de muayene olmaları önerilir” diye konuştu.
“HAVA KİRLİLİĞİ ARTTIĞI İÇİN GÖZ KURULUĞU PROBLEMİ İLE KARŞILAŞIYORUZ”
Soğuk havalarda özellikle büyük şehirlerde artan hava kirliliğinin göz kuruluğu problemini artırdığını ifade eden Doç. Dr. Karabulut, “Kış aylarında göz kuruluğu problemi ile sıklıkla karşılaşılıyor. Çevre koşulları göz sağlığını çok etkiliyor. Kış aylarında şehirlerde hava kirliliği arttığı için çok fazla göz kuruluğu problemi ile karşılaşıyoruz. Bu çok ciddi bir sorundur. İnsanlar farklı şehirlere gittiği zaman o şehrin ortamına göre şikâyetler azalıp, artabiliyor. Hiç şikâyeti olmayan ve kırsalda yaşayan biri şehre geldiği zaman rahatsızlık duyabiliyor ya da ılıman ve nemli iklimi olan şehirlerden kuru ve soğuk iklimi olan bölgelere gittiği zaman kuru göz şikayetleri artabiliyor” ifadelerini kullandı.
Göz kuruluğunun; gözlerde yanma, batma, kaşıntı, ağrı, yorgunluk, gibi şikâyetlere neden olduğunu söyleyen Doç. Dr. Karabulut, “Kendimize dumanın içerisinde bir ortam yaratıyoruz, bu da gözde yanma ve batma yapıyor, yorgunluk hissi yaratıyor. Bu nedenle soğuk havalarda, özellikle de kış mevsiminde karşılaşılan en büyük sağlık sorunlarından bir tanesi göz kuruluğudur. Yıl boyunca rahatsızlık hissetmeyen insanların bile havaların soğuduğu dönemde şikâyetleri oluşabilir” dedi.
“KAPALI ALANLARDA ORTAMIN NEMLENDİRİLMESİ ÖNEMLİ”
Kapalı ortamlardaki ısıtıcıların da göz kuruluğuna neden olduğunu belirten Doç. Dr. Karabulut, “Yaşadığınız ortamda hava kurursa yine şikâyetler artar. Kapalı ortamların ısıtılmasında kullanılan sistemler de havadaki nemi alıp, göz kuruluğu gibi şikayetlere sebep olabilir. Bu nedenle kapalı alanlarda ortamın nemlendirilmesi önemli” diye konuştu. Göz kuruluğu şikâyetinin artması durumunda bir doktordan tavsiye alınması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Karabulut, gözyaşı damlası kullanılabileceğini söyledi.
“SAĞLIKLI SEBZE VE MEYVE TÜKETMEK DE GÖZ SAĞLIĞINDA FAYDALI OLACAKTIR”
Sağlıklı beslenmenin göz sağlığı açısından önemli olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Karabulut “Kışın yeterince vitamin alamayabiliyoruz. Bu nedenle sağlıklı sebze ve meyve tüketmek de göz sağlığında faydalı olacaktır. Sağlıklı beslenmeye de dikkat etmek gerekir. Bunun yanında düzenli olarak yılda bir kez göz muayenesi olmak, göz sağlığının korunması ve hastalıkların erken teşhisi açısından önemlidir” dedi.
“KAR ULTRAVİYOLE MİKTARINI ARTIRIR”
Kış aylarında kış sporları yaparken ultraviyoleden korunmanın da önemli olduğunu ifade eden Doç. Dr. Karabulut, “Kar ultraviyole miktarını artırır. Kar sebebiyle yansıyarak göze etki eden UV ışınları kar yanığı denilen Fotokeratit’e sebep olabilir. Kayak sporuyla ilgilenenlerin UV korumalı kaliteli koruyucu gözlük kullanması gözlerin ultraviyoleden korunmasını sağlar. Normal güneş gözlüğünde de sertifikalı ve UV koruyucu özelliği olanları tercih edilmeli. Kışın güneşli günlerde de tıpkı yaz mevsiminde olduğu gibi güneş gözlüğü kullanılmalıdır” ifadelerini kullandı.
DHA