Gündem

Rüyalarda buluşuruz

Berrak rüya (lucid dream) kavramı gençlerin ilgisini çekse de konu çok uzun yıllardır bilim dünyasının merceği altında.

Rüyalarda buluşuruz
29-12-2024 12:06

Ülkemizde 2016’da başlayan kalıcı yaz saati uygulamasının özellikle kış aylarında yaşamı olumsuz anlamda etkilendiği çokça yazıldı, konuşuldu. Gün doğumundan saatler önce uyanma zorunluluğu da bu tartışmaların odak noktasıydı. Ekonomik iddiaların ötesinde belki de en fazla insanın sirkadiyen ritmini (gün ışığı etkisiyle denetimimiz dışında salınan hormonlar, enzimler, moleküller sonucunda fizyolojimizin sağlıklı sürmesini sağlayan döngümüz) bozan bir durum olması çok da göz önüne alınmadı. Uyku ve uyanıklık dengesi ise bundan en fazla etkilenen işlevimizdir.

Uykumuz sırf gözleri kapatıp çevreyle ilişkiyi geçici olarak askıya alma dönemi değil tüm beden işlevlerimiz için bir gözden geçirme ve gereğinde yeniden başlatma dönemidir. Üzerinde bilimsel araştırmaların devam ettiği bu fizyolojik gereksinimimiz kabaca REM ve non-REM adlı iki dönemden oluşur. Bilinç haznemizdekilerin değerlendirildiği, ayıklandığı ve bazısının yok edildiği bu dönemler gece boyu birbirini izler ve bu işlemlerin tamamlanması sonrası uyanmak kişinin kendini zinde kalkmış hissetmesini sağlar.

REM uykusu yapı olarak bilincin bazı yönlerden devrede olduğu dönemdir. Uykunun yaklaşık üçte birini oluşturan bu dönemde kişide göz kapaklarının altında hızlı göz hareketleri izlenebilir. İşte bu dönemde uyandırılan ya da kalıcı yaz saati uygulaması nedeni ile sirkadiyen ritmi bozularak uyanmak zorunda olanlarda sanki hiç kalkamayacak, kendine gelemeyecekmiş gibi bir his oluşur. Uyku ile uyanıklık arasındaki bu araf döneminde oluşan, gerçekle rüyanın karışmış hali ise çoğunlukla “berrak rüya” (lucid dream) denilen kavramla ilişkilidir.

Berrak rüya bilimsel karşılık olarak kişinin uyku sırasında rüya gördüğünün farkına varması durumunu ifade eder. Fizyolojik açıdan son yıllarda artan çalışmalarla doğrulanmış olmasına rağmen berrak rüya görmenin nörobiyolojisi hâlâ tam olarak ortaya konulamamıştır. Rüyadaki bir kişinin bunun gerçek mi yoksa düşlerin içindeki bir durum mu olduğunu anlayamaması ile ilişkili pek çok gerçek yaşamöyküsü vardır. Buradan yola çıkan araştırmacılar bu gizemli fenomenin kişinin yaşamındaki bazı zorlukları nasıl aşabileceği konusunda umut ışığı olabileceğini düşünmektedir.

Dünya nüfusunun yaklaşık yarısının bir kez de olsa berrak rüya deneyimi yaşadığı ortaya konmuştur. Beşte biri ise bunu ayda bir veya birkaç kez tecrübe etmiştir. Birkaç yıl önce yapılan bir araştırmaya göre berrak rüya dönemindeki insanlara sesli komutlar veya ışık sinyallerini kullanılarak gönderilen mors kodları ile matematik de dahil olmak üzere sorular sormanın mümkün olduğu gösterilmiştir. Rüyadaki kişinin buna göz hareketleri ve yüz kasları ile yanıtlar vermesi de rüyadaki ve gerçek dünyadaki kişiler arası iletişiminin kanıtı olarak yerini almıştır.

Konunun önde gelen isimlerinden Michael Roduga’nın yaptığı bir diğer çalışmada ise rüyadaki bir kişinin elinden ve yüz kaslarından gelen elektriksel uyarıları derledikleri bir cihazla gerçek dünyadaki bir ampulün, elektrikli su ısıtıcısının ve radyonun açılmasını sağladılar. Bu durum, kişi uyurken bile sabah görevlerini yerine getirebileceği olasılığını göstermesi açısından önemliydi. Ne dersiniz, belki de kalıcı yaz saati uygulamasında uyanma saatini mümkün olabildiğince geciktirmek için faydalı bir yol olabilir!

RÜYA YOGASI

Konu aslında yeni değildir. Aristoteles MÖ dördüncü yüzyılda, Parva Naturali'de kavramdan söz etmiştir. Budistler ise en az bin yıldır "rüya yogası" adlı bir meditasyonla ilgileniyorlar. Berrak rüya olarak isimlendirme ve tanımlama ise 1913'de Hollandalı psikiyatrist Frederik Van Eeden tarafından yapılmıştır. 1970'lerde ise  Stanford’dan Stephen LaBerge bilinç ve rüya arasındaki köprü hakkında ciddi araştırmalar yapmaya başladı. Olayın popüler kültürün bir parçası olması ise 2010 yılında vizyona giren kült bilimkurgu filmi “Inception” ile olmuştur.

Berrak rüya konusundaki çalışmaların ve eğitimlerin ileride pek çok durum için kullanılabileceği konusu umut vermektedir. Kâbuslarla dolu bir uyku düzeni olanlarda bununla başa çıkma yöntemlerinden biri olması yanında uyku sağlığını iyileştirmede de berrak rüyalardan yararlanılmaktadır. Yapılan bir çalışmada uykusuzluktan muzdarip hastalara berrak rüya odaklı iki haftalık eğitim verildi. Sonuçta zaman içinde katılımcılarda uykusuzlukta azalma dışında anksiyete ve depresif belirtilerin hafiflemesi sağlandı. 

Beynin işlevleri ve rüyalar açıklama bekleyen gizemlerini sürdürüyor. Uyku ise artık sırf dinlenme işlevi olarak değil yapımızın, bilincimizin hatta toplumsal bilincimizin önemli bir parçası olarak araştırılıyor. Özdemir Asaf’ın Özlem adlı şiirinden dizelerle bitirelim yazımızı; “Uykunun içinde bir rüya, rüyamda bir gece, gecede ben. Bir yere gidiyorum, delicesine. Aklımda sen.”

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER