
Suriye'de Lazkiye ve çevresinde yaşayan Alevi toplumunu hedef alan çatışmalar üçüncü gününe girerken insan hakları örgütleri, yaşanan çatışmalarda ölü sayısının 250'yi aştığını ve bölgede 162 sivilin öldürüldüğünü duyurdu.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), '162 sivilin, beş ayrı katliamda, Şam yönetiminin Savunma ve İçişleri bakanlıklarına bağlı unsurlar tarafından infaz edildiğini' bildirdi.
RUSYA'DAN GELEN RESMİ AÇIKLAMALAR
Rusya Devlet Başkanlığı Basın Sözcüsü Dmitriy Peskov, çatışmaların devam ettiği 7 Mart günü, Lazkiye ve Tartus'da neler yaşandığına dair yorum yapmayı reddetmiş ve 'ayrıntıları bilmediğini' belirtmişti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zaharova, 7 Mart akşamı yaptığı açıklamada, "Moskova'nın, Lazkiye ve Tartus vilayetlerinde durumun keskin bir şekilde tırmanmasından endişe duyduğunu, zira her iki taraftan da çok sayıda kişinin öldüğü ve yaralandığına dair haberler geldiğini" açıkladı.
Zaharova, açıklamasının devamında, "Bu kritik koşullarda, sahadaki şiddetin tırmanmasını engelleme kapasitesine sahip tüm yetkilileri, kan dökülmesini hızla durdurmak ve sivil kayıpları önlemek için mümkün olan her şeyi yapmaya çağırıyoruz" ifadelerine yer verdi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise "Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliği, birliği ve toprak bütünlüğünü desteklediklerini" belirterek, ilgili ülkelerin ülkedeki durumun normalleşmesine katkıda bulunmalarını umduğunu kaydetti.
"ALEVİLER 'MÜDAHALE' TALEP ETTİ" İDDİASI
Rus Telegram kanalı Military Informant, Suriye'nin Lazkiye ve Tartus kentlerindeki sivillerin, 'katliamlardan kaçarak Rusya'nın Hmeymim hava üssüne sığındığını' öne sürdü.
Kanal, "Mülteciler üste askerlerimiz tarafından karşılandı" ifadelerine yer verdi ve Suriyelilerin hava üssüne nasıl yerleştiğini gösteren bazı fotoğraflar yayınladı.
Rus Askeri blog yazarı Oleg Tsarev, Lazkiye Alevi Toplum Meclisi'nin Rusya'ya, kıyı bölgelerinde yaşayan halkın, radikal grupların artan saldırılarından korunmasını talep eden 'resmi bir çağrı' gönderdiğini öne sürdü.
Tsarev, "Kremlin buna henüz resmi bir yanıt vermedi, ancak Lazkiye'den bir sinyal geldi ve bölgedeki diğer gelişmeler Moskova'nın tepkisine bağlı olabilir" dedi.
"RUS TARAFI RİSK ALMAK İSTEMEDİ"
Öte yandan, çatışmalar devam ederken Hmeymim Hava Üssü yakınlarında da silah sesleri duyulduğunu, ancak Rus askerlerine yönelik herhangi bir saldırı olmadığını belirten, Arkhangel Spetsnaza adlı bir diğer Rus askeri Telegram kanalı ise konuya ilişkin olarak şu iddialarda bulundu:
“Gece yarısından sonra Alevi toplumundan bazı kişiler Rus askeri personeline teslim olmaya çalıştı. Ancak sadece kadınlar ve çocuklar kabul ediliyordu. Rus tarafı risk almak istemedi."
Kanal, 'Aleviler ve çeşitli diğer muhalif hareketlerin Rus askerlerini müdahaleye çağırdığını' doğruladı, ancak Rus Silahlı Kuvvetleri'nin Lazkiye'deki varlığının, sonbaharda yaşanan olaylardan sonra önemli ölçüde azaldığını belirtti.
"HTŞ'NİN ÜRETTİĞİ 'YAPAY' BİR KRİZ"
Rus askeri kaynaklarına yakın bir Telegram hesabı olduğu bilinen Arkhangel Spetsnaza ayrıca şu iddialarda bulundu:
“Çatışmaya girmek son derece ümitsiz bir hareket olacaktır, zira bundan artık hiçbir fayda elde edilemez. Bu, nesnel olarak 'kendi ayağımıza kurşun sıkmak' olur, çünkü Suriye kıyılarında ne lojistiğimiz ne de elverişli mevzilerimiz var. Kriz, HTŞ propaganda ağı tarafından 'yapay olarak' körüklendi, protestoların ölçeği abartıldı ve sonunda çatışmalara dönüştü. Bu da yetkililere, 'Alevilere karşı bir operasyon başlatma,' yani bir başka deyişle 'soykırım' yapma konusunda tam yetki verdi...”
"İSRAİL, ALEVİ KARTINI OYNAMAK İSTİYORSA..."
Moskova merkezli IMEMO RAS Ortadoğu Araştırmaları Merkezi'nin kıdemli araştırmacısı Nikolai Sukov'a göre İsrail, kökleri 1920'lere dayanan Fransız himayesindeki 'Alevi devleti' ve 'Alevi ayrılıkçılığı' kartını oynamak istiyorsa, isyancılara destek mahiyetinde 'gösterişli hava saldırıları' düzenleyebilir.
Bilindiği üzere İsrail, Esad'ın devrilmesinden bu yana ülkenin güneyindeki Süveyda, Şam çevresi ve ayrıca Lazkiye ile Tartus kıyılarında konuşlu eski Suriye ordusuna ait depoları, askeri üsleri ve altyapıyı aktif olarak bombalıyor.
Sukhov'a göre, Esad rejiminin devrilmesinden itibaren icra edilen bu eylemler, üç gün önce patlak veren ayaklanma öngörülerek planlanmış bir stratejinin parçası olabilir.
"İÇ SAVAŞA DÖNÜŞEBİLİR"
Öte yandan, Rus haber sitesi Lenta.ru'ya konuşan kaynaklar, Suriye'nin batı kıyılarında devam eden çatışmanın ülkedeki mevcut rejimden memnun olmayan herkesi kapsayacak yeni bir iç savaşa dönüşebileceğini öne sürdü.
Haberde görüşlerine başvurulan, Rusya Ulusal Araştırma Üniversitesi bünyesindeki Doğu Çalışmaları Okulu'ndan siyaset bilimci Andrey Çuprigin, Şam yönetimini kontrol altında bulunduran cihatçı Heyet Tahrir Şam (HTŞ) örgütünün, ideolojik açıdan, geçmişte Sünni İslam'a uymayan herkesi düşman ilan eden El Kaide'den neredeyse hiçbir farkı olmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Avrupa ülkelerine vaat edilen kapsayıcı yönetim söylemlerinin hepsinin yalan olduğu ortaya çıktı. Beşar Esad'a destek veren Alevileri nefretle yok ediyorlar, intikam alıyorlar. Hıristiyanlar da bu kategoriye giriyor..."
Öte yandan, Rusya, ABD ve AB'nin Alevilerin çıkarlarını savunmasının veya onlara maddi destek sağlamasının pek mümkün olmadığını düşünen Çuprigin, sözlerine şöyle devam etti:
“Suriye’deki yeni hükümet İsrail için bir tehdittir. Bunu açıkça konuşuyorlar. Türkiye'nin Ortadoğu'daki konumunu güçlendirmesine pek sıcak bakmayan diğer Arap ülkeleri de bu konuda bazı çabalara girişebilir; mesela Suudi Arabistan."
SURİYE'DE NELER OLUYOR?
Suriye, radikal İslamcı grup Heyet Tahrir Şam'ın (HTŞ) geçen yıl Aralık ayında iktidarı ele geçirmesinden bu yana, tıpkı iç savaş döneminde olduğu gibi çeşitli şiddet olaylarına sahne oluyor.
Alevi ve Hristiyanların yoğun olarak yaşadığı Lazkiye, Tartus ve güneyde Dürzilerin yaşadığı Süveyda vilayetlerinde ilk kitlesel protestolar, rejim değişikliğinden birkaç hafta sonra başladı.
Protestoların sebeplerinden biri de HTŞ militanlarının, Aleviler için kutsal kabul edilen bazı mekanların tahrip etmesiydi.
Basın kaynakları, Şam yönetimine bağlı güçlerin göstericilere ateş açtığını, devamında da 'eski rejimin destekçileriyle mücadele' adı altında Lazkiye çevresinde bir dizi baskın düzenlendiğini kaydetti.
Reuters'ın haberine göre, bu süreçte bölgede silahlanan halk ve devrik Suriye ordusu ile bağlantılı güçler, Mart ayı başında rejim güçlerine silahla yanıt verdi.
Bunun üzerine HTŞ birlikleri, yerleşim yerlerini topçu ateşiyle bombalamaya başladı.
Bu durum ise Lazkiye ve Tartus çevresinde huzursuzluklara yol açtı.