Sağlık Bakanlığı’nda gerici ve çağdışı uygulamalar hız kesmiyor. Aile hekimlerinin mesai dışında ücretli olarak “geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarına” (Getat) izin veren düzenleme TBMM Genel Kurulu’ndan geçmesiyle beraber sülük tedavisi yaygınlaştı. Birçok sağlık birimi doğrudan alım usulü ile sülük alımına başladı.
‘MİKROP, PARAZİT TAŞIR’
Cumhuriyet’e konuşan ve konunun toplum sağlığı boyutuna dikkat çeken Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi Dr. Ali Kanatlı, çok fazla mikrop ve parazit taşıyan sülüklerin emdikleri kanı kendi sistemlerinde parçalayacak enzimleri olmadığına ve bu tedavi yönteminin ölümcül sonuçları olduğuna dikkat çekti.
Sülüklerin 100’e yakın ince dişe sahip olduğunu ve insan derisini ısırarak kan emdiğini söyleyen Kanatlı, “Bu sırada sülüklerin salyaları ve varsa sülükteki mikrop ve bakteri insana bulaşır. Steril alanda yetiştirilen sülüklerin bile yüzde 20’sinden fazlasında enfeksiyon görülüyor. Birden fazla insanın tedavisinde kullanılması durumunda kan yoluyla bulaşan Hepatit, HIV gibi virüsleri taşır” uyarısında bulundu. Sülük salyasında kan sulandırıcı madde bulunduğunu da vurgulayan Kanatlı, bu konuda rahatsızlığı olan kişilerin kanamaların durmaması gibi sorunlar yaşanabileceğinin altını çizdi.
‘SİSTEM AKSAYACAK’
Aile hekimliğinin temel görevi koruyucu sağlık hizmeti vermek olduğunu anımsatan Eski Balıkesir Tabip Odası Başkanı ve önceki dönem CHP Milletvekili Dr. Fikret Şahin, modern tıpla ilişkisi olmayan uygulamaların mesai saatleri sonrasında uygulanabilir olmasıyla kamunun sunacağı birinci basamak sağlık hizmetlerinin de aksayacağını söyledi. Bu uygulamaların insan sağlığı için yararlı olduğuna ilişkin bilimsel bir çalışma yokken hangi hastaya hangi yöntem ve dozda yapılacağının da belirsiz olduğunun kaydeden Şahin, konunun siyasi ve ekonomik boyutuna ilişkin ise şunları söyledi:
‘KİMLERE KAZANÇ SAĞLAYACAK?’
“Kanunun yasalaşmasıyla aile hekimleri ‘sülük, kupa ve hacamat’ gibi ilkel yöntemleri uygulamaları konusunda teşvik ediliyor. Bu sayede aile hekimlerinin gelirlerinin artacağı iddia edilse de, asıl amacın getat lobilerine yani sülükçülere, kupacılara maddi kazanç sağlamayı amaçladığı açık olarak görülmektedir. Hastanelerde ilaç, medikal malzeme bulunamazken getat ünitelerine kimler sülük ve kupa satacak? Eldeki imkanlar sülük alımı için mi kullanılacak? Bu yöntemle izin verilmesinin Türk tıbbını gerileteceği ortada. Şu an çökmüş, sülüğe teslim edilmiş bir sağlık sistemiyle karşı karşıyayız. Sağlık hizmetlerinin halkın yararına yeniden baştan aşağı düzenlenmesi gerekmektedir.”