Fransa Büyükelçisi Isabelle Dumont, göreve geldikten sonraki ilk röportajını Habertürk TV'den Sena Alkan'a verdi.
VIDEOFransa'nın tüm ülkece 6 Şubat depremlerinde Türkiye'nin yanında olduğunu belirten Dumont, göreve başladıktan sonra gittiği ilk yerin deprem bölgesi olduğunu söyledi.
"Fransa Türkiye'nin yanında olmaya devam edecek" Dumont'un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Biz Türkiye'de yaşayan Fransız vatandaşları olarak Türk halkı ile birlikteyiz. Türkiye'de geçen yıl deprem felaketinde o dönem Cumhurbaşkanı Macron'un danışmanıydım. Türkiye'den sorumluydum. Duyduğumuz andan itibaren yardım göndermek için harekete geçtik. Bir hastane kurduk. Şunu mutlulukla söyleyebilirim, 2 bin yaralıyı tedavi ettik. 160 milyon Euro gibi yardım sağlandı ihtiyacı olan insanlar için. Fransız halkı bunu çok destekledi. Fransız televizyonunda yayın vardı. Depremden sonra yardım talep eden yayın. Fransızlar çok ciddi geri dönüş yaptı. Kendi paralarını depremzedelere Türk kardeşlerine destek için verdi. Buna devam edeceğiz.
Hayatlarını kaybedenlerin acısını sonuna kadar sizinle birlikte paylaşıyoruz. Elimizden geldiğince yardıma devam etmek istiyoruz. Burada büyükelçilik görevine başladıktan sonra ilk gittiğim yer deprem bölgesindeydi.
REKLAM "Türkiye'de önemli bir Fransız sermayesi var" Çok güçlü bir şekilde şunu hissediyorum ki, nereden geldiğimizi bilerek devam etmeliyiz. 500 yıllık bir ilişki geçmişinden bahsediyoruz. Kanuni Süleyman ve Fransuva'dan gelen tarihten bahsediyoruz. Fransız büyükelçi olarak bunun sorumluluğunu hissediyorum. Bu ikili ilişkilerde sorumlu olan herkes yüzyıllar içinde sorumluluğu olan, görev yapmış olan herkes bu geçmişin sorumluluğunu omuzlarında hissetmeli. İki ülkenin tarihi ilişkilerin merkezinde. İki ülke birlikte birçok işler icra etti. Ekonomik ilişkiler gayet iyi. Türkiye'de 400'den fazla Fransız şirketi var. Burada hizmet veriyor. Bazıları da dünya sektöründe liderler. 315 bin iş getirdik Türkiye'ye. İşgücü açısından önemli. Aynı zamanda teknoloji de getirdik. İkili ilişkilere katkı sağlayan bir şey bu. Fransa'nın çok ciddi yatırımları var Türkiye'de. Bunlar Türkiye ekonomisine katkı sağlıyor. Bundan mutluyuz.
Türkiye'deki Frankofoni. Fransızca konuşan insanların varlığı. Bu birçok ülkede olmayan bir şey. Türk çocuklar için Fransızca öğrenme imkanı var. Çocukluktan üniversiteye kadar. Mesela Galatasaray Üniversitesi'nden bahsediyorum. Eğitimi Fransızca alabiliyorlar. Farklı sektörlerde iki ülke arasında köprü oluyorlar. Onlar Türkiye'ye yatırım getiriyorlar. Bu iki tarafın da takdirle karşılaması gereken bir şey.
Gümrük birliği düzenlemesini destekliyoruz. Geçtiğimiz aylarda bir ileri bir geri gidişler oldu. Karşılıklı olarak birbirini daha iyi anlamak isteyenler için çalışmalar yapıldı. Bu konuda bir irade var. İki tarafta da ilerleme konusunda irade var. Önce ihtiyaç olan Türkiye'nin mevcut kuralları kabul etmesidir. Tartıştığımız da bu. Otoriteler biliyorlar ki, kriterler şunlar, şunlar. İlerlemek için kriterler belli. Önce onlara adapte olmak gerekiyor ki, ilerleyebilelim.
REKLAM Türkiye'nin AB üyelik süreci Fransa'nın pozisyonu AB'nin pozisyonundan farklı değil. AB'de ülkeler birlikte çalışıyor diğer ülkelerle ilişki geliştirmek konusunda. Üye olmak isteyen aday ülkeler için de geçerli bu. Öyle zamanlar oldu ki, müzakereler hızlı ve iyi gitti. Bazı kriterler var. AB değerler üzerinedir. İfade özgürlüğüne dayanır.
Ekonomik ilişkiler de var elbette. Bu kriterlerin Türk hükümeti toplumu tarafından içselleştirilmesi, uygulanması gerekiyor. Gerekli reformların yapılması gerekiyor. Karşılıklı pinpon oynamamalıyız. Ben AB ile Türkiye arasındaki ilişkilere önem atfediyorum. Reformlardan bahsediyoruz. Türk otoriteleri neyin yapılması gerektiğini gayet iyi biliyorlar. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için neler yapılması gerektiğini. Biz de tüm reformları desteklemeye istekliyiz. Her türlü reformu destekliyoruz.
Bazen bağlı şeyleri medyada gerçeğe uygun olmayan şekilde görüyoruz. Çok net olan şu ki; terörden zarar görmüş çok ciddi iki ülke var. Hem Fransa hem Türkiye. Maalesef bu ortak acımız. Karşılıklı olarak acılarımızı terörizme yönelik, terörizmin korkunç sonuçlarıyla ilgili etkileri anlamaya çalışmalıyız. Kamuoyuna söylenenler çok önemli bence. İyi bir işbirliği var aramızda.
Şunu net söyleyebilirim Fransa ve tüm AB üyeleri tarafından PKK terör örgütü olarak kabul edilmiştir. Bu konuda Türk yetkililerle işbirliği halindeyiz. Geçen yıl bununla ilgili kararlar vardı. Bazı insanlar PKK terörünü desteklendiği için tutuklandı. Bunlar somut şeyler. Belki bu somut şeyleri kamuoyuna daha sık hatırlatmalıyız. Sınır ötesi operasyonlarında Türkiye'nin ciddi güvenlik endişesi var. Bizim de kendi güvenlik endişelerimiz var. Birtakım nüanslar var aramızda. Tamamen aynı şeyler değil ama. Büyükelçi olarak yapmaya çalıştığım şey bu konuda diyaloğun artması.
REKLAM "Daha çok işbirliği içinde olmalıyız" Türkiye bu bölgede yer alan bir ülke. Dolayısıyla onun algıladığı güvenlik endişesiyle Fransa'nın anladığı farklı elbette, bu anlaşılır. O yüzden biz çok daha sıkı işbirliği yapmalıyız. Daha çok diyalog halinde olmalıyız, karşılıklı endişeleri anlamak için. İki ülke de NATO üyesi. Karşılıklı olarak birbirimizi anlamak için hedefin ne olduğunu anlamak için daha iyi bir diyaloğa ihtiyaç var. Türkiye bölgede stabilizasyon istiyor. Fransa da aynı şekilde. Bu hedefe ulaşmak için işbirliğine ihtiyacımız var, yaptığımız bu. Türk kamuoyu şunu biliyor; Fransa, PKK'yı terör örgütü olarak görüyor. Bunu Türk kamuoyu bilmeli. Terör örgütüne karşı mücadelenin önemine inanıyoruz. Bölgenin istikrarı ve ortak güvenlik için Türkiye ve Fransa işbirliği yapıyor.
Rus Devlet Başkanı Ukrayna'nın teslim olmasını istiyordu. Rusya, Ukrayna'ya saldırdı, savaşı hiçbir şey olmadan başlattı. Bunu hatırlatmak durumunda hissediyorum kendimi. Bizim pozisyonumuz öncelikle Rusya'nın bu savaşı kazanmaması. Bu Avrupa'nın güvenliği açısından önemli. Aynı zamanda dünya değerleri için önemli. Bu bir tehlikedir. Bu örnek teşkil eder. Bir ülke kendi kendine bir başka ülkeyi ele geçirse, bu dünyanın istikrarı açısından ciddi tehlike. Rusya BM Güvenlik Konseyi'nin üyesi.
"Ukrayna, Rusya saldırganlığının kurbanıdır" Temel Fransız pozisyonu şudur, bu çerçevede Ukrayna Rusya agresyonun kurbanıdır. Rusya kiminle hangi çerçevede müzakere edecek? Bunun kararını vermek lazım. Bir şekilde savaşı bitirmek için müzakere olmalı. Fransa hiçbir şekilde Ukraynalıları müzakere masasına oturmak için zorlamaz. Bu işin kurbanı Ukrayna. Yapmamız gereken Ukrayna'ya destek olmaktır. İhtiyaç olan her türlü çabayı vermeliyiz. Rusya'yı o topraklardan çıkarmak için gereken yardımı yapmalıyız. Her gün siviller Rus bombaları tarafından öldürülüyor.
Ukrayna'da büyükelçi iken, 2018'a kadar kaldım. Aslında insanlar 2 yıl önce savaş başladı diyor ama aslında 2014'te başladı. Ukrayna'yı işgale başlaması. Rus otoritelere güvenmek maalesef çok zor. 2021'in sonunu hatırlayın, 2022'nin başını. Başkan Putin Ukrayna'yı işgal etme gibi niyetinin olmadığını söylemişti. Buna başlamadan birkaç gün önce. Maalesef Rus otoriteleri kelimelerin gücünü kaybetti. Savunma gücümüzü yükseltmeliyiz. Avrupa'ya geldi savaş. Bu gerçek. Rus agresyonu sebebiyle Avrupa kıtası istikrarsız hale geldi. Savunma gücünü artırmamız gerekiyor. Türkiye de bir NATO ülkesi. Birlikte çalışıyoruz. Toplantılarımız oluyor. Ortak bir güvenli gelecek için çalışıyoruz.
"Hamas'ın saldırısı bir terör saldırısıydı" Fransız ve Türk pozisyonu birbirinden uzak değil. 7 Ekim'den başlarsam, 7 Ekim öncesinde onlarca sene gergin geçmiş süreç var. 7 Ekim bizim bakış açımızdan korkunç ve spesifik olay. Hamas'ın sivillere yönelik terör saldırısıydı. Rusya'nın bombalarıyla Ukraynalı siviller öldü. Burada da Hamas'ın silahlarıyla İsrailli siviller öldü. Hamas İsrail'de birçok yere girdi ve yüzlerce insanı öldürdü. Fransa'da Hamas'ın 42 kurbanını andık. Hamas'ın elinde Fransız rehineler vardı. Biz üç şey için çağrı yapıyoruz; ateşkes, insani yardım ve politik çözüm. Bunlar ortak çağrılar. Türkiye ile ortak hedefler diyebiliriz. Aynı zamanda sivillerin bombalandığını gördük ve kınadık.
Burada Fransa'nın açık pozisyonu var. İsrail'in kendini savunma hakkına sonuna kadar saygı gösteriyoruz. Aynı zamanda uluslararası hukukun uygulanması gerektiğini söylüyoruz. Sivillerin, çocukların çektiği acı son bulmalı. İnsani yardım gitmeli. Biz birçok büyük boyutta insani yardım gönderdik. Siz de aynı şekilde. 100 binden fazla insana yardım göndermeye çalıştık. Elimizden gelen yardımı yapmaya çalışıyoruz. Muhakkak bir siyasi çözüme ulaşmamız gerekiyor. İsrailli otoritelere hep bu mesajı veriyoruz.
Uluslararası hukuka sonuna kadar saygı gösteriyoruz. Burada başlayan süreç var. Devletlerin gözlemci getirme hakkı var. Fransa da bunu yapacak, bunu tartışıyor. Türkiye de aynı şeyi yapacaktır. Uluslararası İnsan Hakları Mahkemesi'ne saygı gösteriyoruz. En hızlı ihtiyacımız olan şey bir an önce bu acılara son vermek.