
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen “torba teklif”, Anayasa Mahkemesi’nin kanun hükmünde kararname (KHK) ile düzenlenemeyeceği gerekçesiyle iptal ettiği tartışmalı birçok maddeyi içeriyor. Komisyonun CHP’li üyeleri, teklife muhalefet şerhi yazdı. Düzenlemenin “torba kanun teklifi” formatında gelmesi eleştirildi. Teklifin tali komisyonlarda görüşülmediğine dikkat çekildi. Etki analizi raporunun eksiklikler içerdiğine, komisyon görüşmelerinden sadece bir gün önce milletvekillerine dağıtıldığına işaret edilen şerhte, anayasaya aykırılıklara da vurgu yapıldı.
‘TEK ADAM REJİMİ’
Şerhte, AKP’nin, kendisinin hazırlanmasına ve yasalaşmasına ön ayak olduğu 2017 referandumu ile kabul edilen anayasanın hükümlerine uymadığı belirtildi. Şerhte, şöyle denildi:
“Tek adam rejimine geçiş için o dönemde hükümetin son gününde çıkardığı 703 sayılı KHK ile devletin teşkilatlanması ile ilgili çok sayıda düzenleme, bilahare Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yeniden düzenlenebilsin diye yürürlükten kaldırılmıştı. Bu çerçevede, anayasadaki, kanunlarla düzenlenmiş bir alanda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenleme yapılmasına yönelik engeli ve anayasanın çizdiği sınırları aşmak için çıkarılan 703 sayılı KHK ile Cumhurbaşkanına bütün alanlarda kimseye hesap vermeden düzenleme yapma yolu açılmış ve rejimin otoriterleştirilmesinin ilk adımı atılmıştır.”
‘YAPI BAŞTAN AŞAĞIYA DEĞİŞTİRİLDİ’
Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile devletin yapısının “başta aşağıya değiştirildiği”, devlet örgütlenmesi ve bürokratik yapının, “tek adamın belirleyici olacağı, kurumların bir kişiden ve onun dar çevresinden emir alacağı, bir kişiye karşı sorumlu olacağı” biçimde yeniden yapılandırıldığı kaydedildi. “Bütün bir devlet geleneği yıkılarak, oturmuş gelenekler bozularak yeni bir yürütme yapısının yaşama geçirildiği” belirtilen şerhte, “Bu kararnamelerle Türkiye’nin idari yapısında kalıcı ve hızlı değişiklikler yapılmış, birçok kamu dairesi, kurum, kuruluş, kurul ya kapatılmış veya bazı kamu kurumları aynı çatı altında yeniden teşkilatlandırılmış ya başka kurumlara devredilmiş ya da direkt olarak Cumhurbaşkanlığı ile ilişkilendirilmiştir. Cumhurbaşkanlığı’nda mevcut kamu yönetiminde işlevleri bulunan kamu kurum ve kuruluşlara paralel yeni kurul, başkanlık veya ofisler oluşturulmuştur” eleştirisi yapıldı.
‘ACELE YASALAŞTIRMA’
Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile düzenlenemeyecek konulurda dahi yetki aşımına gidilerek Cumhurbaşkanlığı kararnameleri yürürlüğü konulduğu, bunların çoğunluğunun da Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği kaydedildi. Teklifteki bazı maddelerin anayasaya aykırı olduğu vurgulandı. Tali komisyonlarda değerlendirme yapılmadan, en azından Plan ve Bütçe Komisyonu içerisinde oluşturulan bir alt komisyonda ayrıntılı bir şekilde görüşmeye tabi tutulmadan “acele yasalaştırma çabasının” uygun olmadığı vurgulandı. Şerhte, şöyle denildi:
“Hukuk literatüründe gerçek bir yasa türüne karşılık gelmeyen son dönemde Türk siyaset ve hukuk dünyasında tartışılan ve ‘yasama kurnazlığı’ suçlamalarıyla tepki toplayan bu yasa türü hukuk literatürümüz ve hukuk kalitesi açısından ciddi sıkıntılar doğurmaktadır. Çok sayıda kanun ve KHK’da aynı anda torba yasa mantığıyla ilgili komisyonlarda detaylı olarak tartışma ve inceleme yapılmaksızın değişiklik yapılması veya yeni hükümler ihdası hem mevzuatta hem de uygulamada ciddi sorunlara neden olmaktadır.”
‘KOD YASASI’
Şerhte, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin TBMM’yi nitelikli yasa yapma hak ve yükümlülüğünden alıkoyduğu bildirildi. Bakanlıkların ve bunların bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarının görev, yetki ve teşkilatlanmalarının ana ilkelerini belirleyen bir “kod yasasına” ihtiyaç olduğuna dikkat çekilen şerhte, “Anayasada öngörülen olağan yasa yapma sürecinin dışına çıkılarak, TBMM’de ilgili komisyonlarda tartışılmayan kanun teklifleriyle sadece Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan geçirilmek suretiyle acele yasa yapma alışkanlığının genel demokratik ilkelere ve TBMM geleneklerine aykırı olduğu kanaatiyle ‘kanun teklifinin’ bütününe karşıyız.”