Birçok yaban hayatına da ev sahipliği yapan Tağar Vadisi, HES tehlikesi altında. Çayda nesli tükenme tehlikesi altında olan su samurları ve alabaık türleri bulunuyor. Bunun yanında bölge yaban keçilerine de ev sahipliği yapıyor.
Er İdare Turizm İnşaat tarafından işletilen Çemişgezek HES’in kapasite artışı için 4 Haziran’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuruldu. ÇED dosyasındaki teknik bilgilerde 18 kat güç artışı olacağı belirtildi.
Ancak yurttaşlar, projeye ilişkin ÇED süreci bitmemesine karşın çalışmalara başlandığını aktardı. Çemişgezek Çevre Platformu tarafından yapılan açıklamada, “Doğa ve tarih hassasiyeti bu kadar yüksek olan bir bölgede ÇED olumlu görüşü alınması imkansıza yakındır. Ya da ÇED süreci ile ilgili bir çok kurum kuruluşun görüşleriyle proje revize edilecek, en iyimser haliyle ÇED olumlu raporunun alınması bir yıl sürecektir. Yine Tağar Çayı üzerinde 2014 yılında da bir HES yapılmak istenmiş o zaman ki proje de mahkeme tarafından durdurulmuştur” dendi.
"TEMELLERİ DİNAMİTLEMEKTEN VAZGEÇİN"
Platform tarafından yapılan açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Tağar Çayı üzerinde yaklaşık üç aydır eşi görülmemiş bir süratle korkunç bir çevre felaketi yaşanmaktadır. Devleti devlet yapan kanundur hukuktur ve hiçe sayılan hukuk ile bugün burada devletimizin temellerine bir kez daha dinamit yerleştirilmektedir. Yaklaşık üç ay önce hoyratça yıkılana kadar, Çemişgezek’de 1961’de işletmeye alınmış küçük ölçekli bir HES vardı. Bu HES, 2000’li yılllarda özelleştirilene kadar kamuya aitti. Bu projenin İşletme Hakkını önce Boydaklar satın aldı, sonrasında ise Kayyuma devir olan HES, Erzincan İl Özel İdaresi İştiraki Er İdare Turizm İnşaat A.Ş’ye geçti. Bu proje 1960’li yılların enerji ihtiyacı ve çevre mevzuatı şartlarında tesis edildi. Bizlerin gönlünden geçen bu eserinin yıkılmayıp gelişmiş ülkelerdeki gibi müzeye çevrilmesiydi. Bu HES çok değerli bir turizm alanının tam ortasında yer almaktaydı. HES binası, ülkemizde Mostar Köprüsü’ne eş gösterilen, bu coğrafyadaki önemli Osmanlı dönemi eserlerinden olan, 1807 yılında tamamlanmış tarihi Yusuf Ziya Paşa Köprüsü’ne bitişik konumdaydı. En büyük kaygımız, tesis edilecek yükleme havuzu ve HES Binasının köprüye vereceği muhtemel zarardır. Ayrıca oluşturacağı görüntü ve ses kirliliğiyle, tarihi eserle bitişik konunda enerji tesisi kabul edilemez bir durumdur.Ayrıca oluşturacağı görüntü ve ses kirliliğiyle, tarihi eserle bitişik konunda enerji tesisi kabul edilemez bir durumdur. Savcılığa suç duyurularında bulunduk bugüne kadar hiçbir iş ve işlem yapılmadı. Devletimizin temellerini dinamitlemekten vazgeçin”.
