Magazin

Caner Ural - Seray Sever: Oyunculuğu çok özledim!

Caner Ural yazdı : Seray Sever: Oyunculuğu çok özledim! - Gecce Türkiye'nin ilk magazin sitesi, magazin haberleri için tıkla Son dakika Magazin haberleri ve güncel Magazin haberleri burada

Caner Ural - Seray Sever: Oyunculuğu çok özledim!
09-10-2023 17:07

Uzun bir aradan sonra Seray Sever Tv 8'de pazar sabahları yayınlanan ‘Gençlik Rüzgarı’ adlı programla ekranlara geri döndü.

Geçtiğimiz hafta 11. Bodrum Türk Filmleri Haftası için Bodrum’a gidince Bodrum yaşayan ve İstanbul’daki televizyon çekimleri ile yoğun olan Seray Sever’in Bodrum’da ki evinde buluştuk.

Kahvelerimizi yudumlarken güzel anneye Seray Sever’i, nasıl oyuncu olduğunu, dünya şekeri ikizlerini, hayatı, AŞK’ı, Tv 8'de yayınlanan ‘Gençlik Rüzgarı’ adlı programını, yeni projelerini daha doğrusu her şeyi sordum.

1 . Dizi, sinema, tiyatro, sunuculuk ve müzik ile dopdolu bir yaşam. Biz nasıl tanıdık Seray Sever’i?

Sanırım sunucu olarak tanındım. Bir süre sonra yapacağım her türlü programı yaptıktan sonra ne yapabilirim diyerek oyunculuk eğitimi aldım. ‘Dadı’ adlı televizyon dizisi ile insanlarla buluşmam güzel oldu, daha sonra ‘Kurtlar Vadisi’ geldi ki o zamanlar bu diziler iki kişiden birinin izlediği yapımlardı.

Halen bu dizilerin ekmeğini de yiyor olabilirim diye düşünüyorum. Çünkü birçok kanalda tekrar tekrar yayınlanıyorlar. ‘Dadı’ ile daha çok AB dediğimiz kitleye ‘ Kurtlar Vadisi ‘ ile Türkiye’nin doğusuna, Anadolu’ya ulaştım. ŞanlıUrfa’ya gittiğimde ‘ Vay Derya Abla ‘ diyorlar. Burada da ‘Suzan ‘ diyorlar. Dolayısıyla daha sonra da çok güzel işler geldi.

Biraz anlatabilir misin Seray Sever kimdir?

Seray Sever kimdir? Öncelikle dürüstlüğümü ve dobralığımı söyleyebilirim. İyi niyetli bir insanım. Bizim ortamımıza göre saf bir tarafım vardır, çabuk inanırım. İçim dışım birdir. İnsanların ekranda beni sevme sebebi her şeyi içimden geldiğimi anında hatta farkındaysan soruları incelemeden şu an sor ve cevaplayayım diye gidiyorum. İçimden geldiği gibi davranan bir insanım. '-meli -malı'lar ile pek hareket etmem. Sektöre göre farklı bir aile yaşantısından geliyorum, iyi eğitimliyim. Kolej ve Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunuyum. Tübitak da derecelerim var, alt yapım iyi diyebilirim. Aslında sektöre ilk girdiğimde zorlanmadım değil. Balık burcuyum, yükselenim Oğlak, ayım Yay da, öğrenmeye her daim açığım. Kendime bir şey katmadan günüm geçmez. Aslında hayata dair kuralları olan da bir insanım. Olmazsa olmazlarım hep var, onun dışında akışa temsil bir tarafımda var. En son babamın kaybından sonra bunu da gördüm. Bizler elimizden gelen her şeyi çabalasakta takdiri ilahi olacak olan oluyor. Şimdi bu yaşlarıma geldiğimde çok daha inançla ve teslimiyetle yürüdüğüm bir yoldayım. Yine hayatta çok istediklerimin peşinden gidiyorum 48 yaşında hamile kaldım, 49 yaşımda anne oldum, vazgeçmiyorum, bir şeyi çok istediğim zaman her türlü çabayı gösteriyorum. Bu huyumu seviyorum, gözü kara bir halimde var. Babam hep onu derdi Allah rahmet eylesin! ‘Kızım sana bir şeyi yap yada yapma demeyeceğim çünkü illaki elini sobaya yapıştırıp yanıp ondan sonra öğrenek gideceksin’ derdi. Hep deneme yanılma yöntemi ile yürüdüm. Şimdi bu tecrübelerimi çocuklarıma aktaracağım.

Oyuncu olmak nasıl gelişti hayatında.

Oyunculuğa benim içsel isteğim ve sevgim vardı. Sunuculukla çok iş yaptım. Günlük kuşakta ağırlıklı prime time programları ‘Şans Kapıyı Çalınca’ ‘Pop Star' bir sürü program yaptıktan sonra artık içimde bir yerde artık buraya doydum dedim. Ve doydum dedikten sonra oyunculuk yapmak istedim, acaba becerebilecek miyim dedim, eğitimleri aldım. Şansım Fatih Aksoy gibi üstad ile çalışmak oldu. Bizleri döve döve kamera önünde güzel eğitti. Dediğim gibi ilk yaptığım işlerden biri ‘Dadı’ dır. O da zaten biliyorsun tiyatroydu. Sesli çekim Türkiye’de ilk defa Sitcom’u oturtan işdir. Ve çok profesyonel bir ekip ile beraberdim. Daha sonra sinema filmleri geldi. Oyunculuk yapıyorsam dizi sinema ve tiyatro da olmalı dedim. Ve en yoğun zamanda tiyatro yaptım. Selçuk Yöntem ve rahmetli Çolpan İlhan ile birlikte ‘Dolunay Katili ‘ adlı oyun ile tiyatro sahnesine çıktım. Oyun öncesi Selçuk Yöntem'den sağlam eğitim aldım. Öğrenmeye doymayan bir insanım ekranda oyunculuk da ve sunuculukta da ben en önemli şey samimiyet bu anlamda da bir ekran ışığımız olduğu için iyi hissettim.

Çok güzel projelerde izledik seni bugüne kadar bundan sonra da oyunculuk devam edecek mi?

Oyunculuğu çok özledim, edecek tabii ki. Bebeklerden sonra Bodrum’da yaşıyorum. Ama zaman zaman İstanbul’a gidip işlerimi yapıp geri dönüyorum. Ben bu arada bir prodüksiyon şirketi kurdum. Biliyorsun dizi ve programlar yaptım. 100 bölümün üzerinde işlerdi. Demet Akbağ ve Elçin Sangu ile projelerim oldu. Çok fazla göz önünde olduğum için herkesin sana dahi bir fikri oluyor, her şeyini eleştiriyorlar ya, bir ön yargı oluşmuş oluyor ya o dönem ünlü olmaktan sıkıldım. Betül Mardin ile çalışıyordum o sıra. ‘Kızım senin saçlarını koyultuyoruz, artık prodüksiyon işi yapacaksın’ demişti. Bu işlerden sonra eşim ile karşılaştım. Başka bir hayata döndüm. Tekrar oyunculuğa yöneldim. Birçok film çektim. Tv8'de sabah kuşağı magazin aktüalite, üstüne moda programı çektim. Şimdi de yine Tv8'de Pazar sabahları yayınlanan bir değişim programı yapıyorum adı ‘Gençlik Rüzgarı’. Ekran hep devam ediyor hayatımda, nefes aldığım sürece ekranda olmak istiyorum. Çünkü işimi aşk ile yapıyorum. Bana iş yapıyor gibi gelmiyor, sadece bebeklerim çok küçük olduğu için vakit ayıramadığım için daha seçiciyim. Az sürede çok iş üreteceğim işleri tercih ediyorum. Şu an yayınlanan çalışmam ‘Gençlik Rüzgarı’ da üç gün de on üç bölümü çekecek şekilde organize ettik. Tempom çok hızlıdır, yapımcıma hep para kazandıran oyuncu ve sunucu olmuşumdur.

Ve şimdi annelik, anne olmaya nasıl karar verdin? Annelik nasıl bir duygu?

Annelik bambaşka bir şey. Anne olmaya karar vermekten ziyade ben zaten çocukları çok seviyorum. Hep istiyordum anne olmayı, ama anne olmak için iyi güzel bir evliliğimin olması o ruh eşimi yakalamak o insan ile aşkın meyveleri olsun istiyordum.

Dolayısıyla onu geç yaşta bulunca çabaladım, emek verdim. Bu yolda da aşamalar kaydettim. Belki en iyi doktorları, en iyi alternatif doktorları buldum. Belki de Allah nasip etti. Annem 48 yaşında hamile kalmış, ben de 48 yaşımda hamile kaldım. Annelik nasıl bir duygu dersen, müthiş bir duygu. Müthiş bir aşk ile koşulsuz sevgi ile gelen endişe ve kaygılı olma hali, 24 saat uyumuyorsun, yemek yemeyi unutuyorsun. Gördüğün gibi şimdi 20'li yaşlarda ki durumuma düştüm. Acayip zayıfladım. Fakat yine de mutluyum. İki kişiye aynı anda aşık olmak gibi ikiz annesi olmak hele kız annesi olmak bambaşka bir durum. Annelik kendi isteğin ile özveri ve AŞK.

Allah bağışlasın! Hem de ikiz zor olmuyor mu?

İkiz bebek normal bir bebeğin dört katı zor gibi düşün, çünkü birisi uyurken öbürü uyanıyor, birisi yemek yerken öbürü yemek yemiyor. Enterasan bir durum bir kişinin zor yetişeceği bir şey. Biz 14 ay boyunca annem ile beraber baktık ikizlere yine de bazı günler oluyordu inan bir bardak su içecek vaktimiz olmuyordu. Şimdi çocuklar yürümeye başladı, uzman yardımcı Filipin'den bakıcı dadı getirme kararı verdik. İkiz bebek annesi olmak hem çok zor hem de zevkli bence tek çocuklu olmanın 100 katı kadar heyecan verici bir şey.

Uzun bir süre sonra seni ekranlarda görmek ne güzel, nasıl karar verdin ‘ Gençlik Rüzgarı’na?

Gençlik Rüzgarı tam bana göre bir proje o da şu anlamda ben estetik güzellik alanlarında çok alakalıyım bilirsin. İçimde olduğum meslek sebebiyle de. Her ne kadar estetik yaptıran yüzünü gözünü şişirten biri olmasam da her kadının olduğunun en iyi hali olması ve aynaya baktığında kendini mutlu hissetmesi gerektiğine inanıyorum.

Gerek bedensel gerek ruhsal her anlamda dolayısıyla böyle bir teklif geldiğinde hemen kabul ettim. Tv 8'de benim çok sevdiğim kanal olduğundan seçtim. Bebeklerim olduğu onları çok sık bırakamadığım için ‘Kısa sürede çekebilir misiniz?' dedim. 13 bölümü 3 günde çekerek bana çok büyük hoşluk yaptılar. Kendime de bakabildiğim için hem bana hem de izleyenlere yarayan bir program oldu ‘Gençlik Rüzgarı’.

Çekimler için Bodrum & İstanbul arası zor olmuyor mu?

Benim için zor olmuyor, çocuklar yokken de Cuma akşamı Bodrum’a dönüp Pazar'a tekrar İstanbul’a dönüyordum. Uçak yolculuğunu çok sevdiğim için sıkıntı olmuyordu. Zaten İstanbul’da bir yerden bir yere giderken iki saat geçiyor, burası benim için zor değil. Sadece yapımcı için biraz maliyetli oluyor. Özlem oluyor ama evin her yerinde kamera olduğu için dolayısıyla gözlem halindeyim. Zaten ben evde yokken eşim, kardeşim, annem de oluyor bakıcıların yanı sıra.

Hayatının hangi dönemindesin?

Hayatımın baharındayım. AŞK dönemindeyim, diyorum ya sana bugüne kadar çok yapmak istediğim her şeyi yaptım. Benim ihtiyacım olan gerçek AŞK’ı bulmak, aile kurmak ve anne olmaktı. Allah’a bin kere şükürler olsun, ben dolayısıyla hayatımın baharındayım.

Kırmızı çizgilerin neler?

Yalan, aptal yerine konmak, içten pazarlıklı insanlar, saygısızlık!

Hayatın hep Bodrum'da mı olacak?

İstanbul’da ki evimiz açık, ama 8 aydır gitmiyoruz. Bundan sonraki hayatımız Bodrum’da çünkü biz; eşim ben hamile kalma sürecinde bir şey istedi benden ‘Bebeklerimiz İstanbul’da büyümeyecekler!’ dedi. Burada tabiat var ve her şey özel. Besinler doğal, Ekim ayında da denize gireceğiz.

‘ AŞK ‘ Seray Sever’e ne ifade ediyor?

Eray, Sofia, Alya!

Var mı yeni projeler?

Gelecek sezon da ‘Gençlik Rüzgarı’nın devamı olabilir. Bebeklerin biraz daha büyümelerini bekliyorum. Dizi yaparım diye düşünüyorum. Televizyon programı teklifleri de geliyor. Bunlar daha ziyade anne Ççocuk programları. Yılın annesi seçilecek kadar itinalı bir anneyim. Dolayısıyla her türlü teklife açığım.

***

Şebnem Köstem ve Metin Zakoğlu ‘Peynirli Yumurta’da!

Yıllar önce İstanbul Devlet Tiyatrosu Sahnelerinde izlediğim Ferenc Karintny ‘in yazdığı ‘Peynirli Yumurta' adlı oyun Metin Zakoğlu’nun Kartal’da bu yıl içinde faaliyete geçirdiği Cafe Theatre’de 17 Ekim geccesi yepyeni bir reji ile prömiyer yapıyor.

Güçlü oyuncular Şebnem Köstem ve Metin Zakoğlu’nun rol aldığı iki kişilik oyunun yönetmenliğini Metin Zakoğlu yapıyor. Dramaturg’u ise Şebnem Köstem yapmış. ‘Peynirli Yumurta ‘ nın dekor ve kostümleri ise Tuba Zakoğlu imzalı. Konusu ve sahne dili açısından eğlenceli bir oyun olması nedeniyle ’Peynirli Yumurta ‘ seyirciyi her sahnelenişinde oyuna bağlıyor. Bu kez oyunun İstMarin içinde bulunan Cafe Theatre’de bar ortamında sahneleniyor oluşu oyuna gerçeklik katacak diye düşünüyorum. Bir barın sahne, bar taburesinin seyirci koltuğu ortam da gerçekleşecek oyunu kaçırmamak gerekiyor.

Çiğdem Aydın’ın dilimize çevirdiği bu eser insanın yalnızlığını konu etmekte. İki kişinin ilişkisi üzerine kurulmuş. Bir kafede çalışan garson kadın ile kapanmak üzere kafeye gelen müşteri arasında gelişen ilginç bir aşk öyküsünü anlatan oyunda, giderek yalnızlaşan ve güvenden yoksun yaşayan modern insanın dramı gözler önüne seriliyor.

‘Peynirli Yumurta’ 17 Ekim de gerçekleşecek prömiyer sonrası 22-24-29 -31 Ekim tarihlerinde Kartal Cafe Theatre İstMarin sahnesinde 27 Ekim de Caddebostan Kültür Merkezi’nde sahnelenecek.

***

#aylardanfilmekimi

22’nci kez düzenlenecek Filmekimi 13-22 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek. İKSV tarafından gerçekleşecek festivalin biletleri 7 Ekim tarihinde satışa sunuldu.

Kerem Ayan’ın direktörlüğünde zengin programı, afiş ve kampanyalarıyla da dikkat çeken Filmekimi’nin bu yılki kampanyasını yeniden Muhabbet üstlenmiş. #AylardanFilmekimi sloganıyla devam eden Filmekimi’nin reklam kampanyası, Filmekimi’nde arka arkaya film izleyen sahipleri tarafından ihmal edilmiş hayvan dostlarımıza odaklanıyor. Mizahi bir yaklaşımın benimsendiği afişlerde de Filmekimi zamanı eve az gelen sahiplerine isyan eden bu hayvanları var, .

Cannes’dan Venedik’e Locarno’dan Toronto’ya uluslararası festivallerde dünya prömiyerini yapan ödüllü filmlerve heyecanla beklenen yeni yapımlarıyla dolu programıyla 13-22 Ekim’de İstanbul’da, 20-22 Ekim’de İzmir’de gerçekleşecek

Filmekimi filmleri Beyoğlu’nda Atlas 1948 Sineması, Şişli'de City's Nişantaşı – CINEWAM Premium, Kadıköy’de Kadıköy Sineması ve Sinematek /Sinema Evi'nde, İzmir’de ise Paribu Cineverse Konak Pier İzmir’de izlenebilecek.

***

Cumhuriyet 100. Yaşında!

Cumhuriyetimizin 100. yılı nedeniyle sanatın her dalında yapılan etkinliklerinden birisini de Efe Çocuk Tiyatrosu gerçekleştiriyor. Cumhuriyetimizin 100. Yılına özel bir müzikli çocuk oyunu gerçekleştiren ekibin oyunun adı ''Cumhuriyet 100 Yaşında''.

2011 yılında kurulan Efe Çocuk Tiyatrosu; Cumhuriyetimizin 100. yılını sahnede çocuklarla birlikte, ''Cumhuriyet 100 Yaşında'' isimli müzikli çocuk oyunuyla kutlayacaklar.

9 Ekim'de Üsküdar’da prömiyer yapacak olan ekip; Ekim ayı boyunca pek çok okulda, Kültür Merkezlerinde ve Alışveriş Merkezi sahnelerinde çocuklarla buluşacak.

12 yıl önce kurulan Efe Çocuk Tiyatrosu; tiyatro sanatını doğru aktarmaya çalışarak, hem eğlendirici hem eğitici oyunlar yapmaya devam ediyor. Çocukların hayallerinden ilham alan ekip, onların hayallerini büyütmeyi ve tiyatroyu sevdirmeyi hedefliyor.

Hakan Kocadağ, Pelin Oruç, Umut Can Kaçmazer, Bayram Efe'nin rol aldığı oyunun müzikleri anonim, oyuncularından Bayram Efe hem yazmış hem de yönetiyor oyunu.

***

Antakya’da Ödüller Meral Orhonsay ve Vadullah Taş’a!

‘Antakya Varsa Ben de Varım’ mottosuyla 13-18 Ekim 2023 tarihleri arasında gerçekleşecek 11. Uluslararası Antakya Film Festivalinde bu yıl ‘Onur Ödülü Türk Sineması’na verdiği katkı, kadın oyunculuğunda alışılagelmişin dışında gösterdiği tavizsiz ve cesur duruşundan dolayı Meral Orhonsay’a verilirken ‘Sinema Emek Ödülü’ ise gerçekleştirdiği belgesel niteliği taşıyan kitaplarıyla sinemaya kattığı eserlerden ötürü Vadullah Taş’a sunulacak. ‘Onur ve Emek Ödülleri’ festival açılış günü olan 13 Ekim günü sahiplerine takdim edilecek.

Festival Başkanı Mehmet Oflazoğlu yaptığı açıklamada, “Filmlerimiz Koç Konteyner Kent Amfi Sahne, Koç Konteyner Kent Kongre Salonu, Dostlar Yerleşkesi / Serinyol, Zübeyde Hanım Konteyner Kent / Samandağ, Tmmob Sosyal Etkinlikler Çadırı İskenderun da gerçekleştirilecek. Etkinliklerimiz ise; Açılış töreni ve Ödül töreni Koç Konteyner Kent, Uçaneller Kukla Tiyatrosu Koç Konteyner Kent, Zeynep Öykü Arp Konseri Dostlar Yerleşkesi / Serinyol, "Senaryoda 'Tip ve Karakter' Atölyesi / Dr. Ersin Aycan (İnönü Üniversitesi radyo, televizyon ve sinema bölümü) Koç Konteyner Kent’, Teoman Kumbaracıbaşı Konseri Koç Konteyner Kent’ de yapılacağını açıkladı.

Festivalin 11’nci yılında ilk defa sektörel buluşmalar gerçekleşecek. Prof Dr M. Emin Önder başta olmak üzere birçok akademisyen ve oyuncular Nurhan Özenen, Tilbe Saran, Nilay Erdönmez söyleşilere katılacaklar.

Uzun Metraj, Belgesel, Belgesel, Kısa Film, Animasyon filmlerin yarışacağı 11. Uluslararası Antakya Film Festivali Uzun Metraj Film Jürisi Murat Şeker, Didem Balçın, Ceylan Özgün Özçelik, Maryna Er Gorbach, Kida Khor Ramadan, Terry Chor, Laura Lehmus, Valerie Bert ve Kamran Rasolzadeh den oluşuyor. Ödüller 19 Ekim geccesi sunulacak.

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER