ASELSAN'ın odaklandığı bu yeni projeler, Türkiye'nin dışa bağımlılığını sonlandırmayı hedefliyor. Elektrikli araçların geleceğini şekillendirecek bu teknolojiler, aynı zamanda ülkemizin uluslararası alanda rekabetçiliğini de artıracak.
Bu dönüşüm sürecinde ASELSAN'ın sahip olduğu kabiliyetler ve teknolojik birikim, şirketin sektördeki liderliğini pekiştiriyor. Geliştirilen milli teknolojilerle hem yerli hem de uluslararası pazarda etkin bir oyuncu olma yolunda ilerleyen ASELSAN, sürdürülebilir bir büyüme ve gelişme stratejisi izliyor.
Bu girişim, ASELSAN'ın sadece savunma ve teknoloji sektöründe değil, aynı zamanda ulaşım ve mobilite alanlarında da ne kadar etkili ve yenilikçi olduğunu gösteriyor. Bu yeniliklerle beraber Türkiye'nin teknolojik altyapısının daha da güçlenmesi bekleniyor.
BMC ve ASELSAN iş birliğiyle ortaya çıkan 12 metrelik elektrikli otobüs projesi, Türkiye'nin otomotiv teknolojisindeki ilerlemesini gösteriyor. ASELSAN Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Çelik, bu projede yer alan özellikleri ve gerçekleştirdikleri yenilikleri paylaştı.
İleri Seviye Bir Motor
Mehmet Çelik, BMC otobüslerinde kullanılan 250 kilovatlık sabit mıknatıslı motorların, piyasadaki mevcut elektrikli araç çözümlerinden daha ileri seviyede bir teknolojiye sahip olduğunu belirtti. Bu motorun geliştirilmesinde ASELSAN mühendislerinin büyük bir katkıda bulunduğuna dikkat çeken Çelik, bu projede 4 yüksek lisans tezi ve 5 patent elde edildiğini aktardı.
Motorun yanı sıra, otobüsün kontrol, sürüş ve batarya şarj ünite kontrol sistemlerinin de ASELSAN tarafından özgün olarak geliştirildiği vurgulandı. Bu gelişmeler, ASELSAN'ın otomotiv sektöründe de önemli bir oyuncu olma yolunda hızla ilerlediğini gösteriyor. Bu yenilikçi adımlar, Türkiye'nin otomotiv teknolojisi alanındaki potansiyelini ve global rekabetteki yerini güçlendiriyor.
Nisan 2022'de BMC ile ASELSAN arasında imzalanan iş birliği anlaşması kapsamında, ASELSAN, BMC PROCITY EV adlı şehir içi toplu taşıma aracına yeni bir çekiş sistemi entegre etti. Bu sistem, ASELSAN'ın otomotiv sektörüne getirdiği yenilikçi yaklaşımın bir yansımasıdır.
ASELSAN Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Çelik, geliştirilen yeni çekiş ve araç kontrol sistemlerinin savunma sanayisinde kazanılan tecrübenin otomotiv sektörüne aktarılmasıyla ortaya çıktığını belirtti. Çelik, "Bu sistemle sadece otobüsler değil, hafif elektrikli araçlardan trene, kamyondan deniz taşıtlarına kadar tüm elektrikli araçlar için milli bir çözüm sunabiliyoruz" dedi.
Geniş Kapsamlı Bir Teknolojik Çözüm
Çelik, ASELSAN'ın geliştirdiği teknolojiyle sadece taşımacılık sektörüne değil, rüzgar santralleri gibi yenilenebilir enerji projelerine de katkı sağlayabileceklerini belirtti. ASELSAN'ın 70 kilovattan 7 megavata kadar bir güç aralığında sistemler geliştirebildiğini ve bu alanda bölgesel bir lider olduğunu ifade etti. Çelik, "7 megavatlık bir gücün tasarımcısını ve test altyapısını sadece ASELSAN sağlayabilir" diyerek, yeni teknolojilerle bu sistemleri daha da ileri taşıyacaklarına işaret etti.
ASELSAN Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Çelik, milli teknolojilerin önemine dikkat çekti ve yurt dışından alınan teknolojik sistemlerin uzun vadede ek maliyetlere ve altyapı sorunlarına yol açabileceğini ifade etti.
Çelik, "Yurt dışından alınan teknolojilerin başlangıç maliyetleri cazip gibi görünse de güncelleme ve lojistik destek noktasında ciddi maliyetlerle karşılaşılmakta. Bu ürünlerin milli olmaması durumunda, teknolojik gelişmelere ayak uydurabilecek altyapı eksikliği gibi sorunlarla da baş başa kalınıyor." dedi.
ASELSAN gibi milli kuruluşların varlığının bu tür sorunları tamamen ortadan kaldıracağını belirten Çelik, "Milli kuruluşlar sayesinde bu sistemlerin güncellenmesi hem daha ekonomik olacak hem de yeni teknolojilere daha hızlı adapte olunabilecek." değerlendirmesinde bulundu.
Çelik son olarak, "Cumhuriyetimizin 100. yılında bu tür milli teknolojik başarıları daha da artırarak uluslararası platformda yerimizi almayı hedefliyoruz." ifadelerini kullandı.
ASELSAN Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Çelik, ticari araç sektöründe yaptıkları işbirlikleri ve projeleri hakkında bilgi verdi. TEMSA ile birlikte geliştirdikleri elektrikli otobüs projesinden bahseden Çelik, Adalar için Karsan ile birlikte ürettikleri 60 adet minibüsün üretim sürecinin devam ettiğini belirtti. "Bu projelerdeki başarımızı Samsun ve Karabük belediyeleriyle gerçekleştirdiğimiz teslimatlarla taçlandırdık. Ayrıca Konya ve Gaziantep gibi şehirlerden de talepler alıyoruz." dedi.
Rüzgar enerjisi alanında Türkiye'nin büyük bir potansiyele sahip olduğuna dikkat çeken Çelik, "Önümüzdeki dönemde yaklaşık 10 gigavatlık bir rüzgar enerjisi kapasitesinin devreye alınması planlanıyor." dedi. Çelik, bu büyüklükteki projeleri yerli ve milli olarak sadece ASELSAN'ın hayata geçirebileceğini vurgulayarak, şirketin bu alandaki teknolojik kabiliyet ve birikimine dikkat çekti.
ASELSAN'dan Kontrol Sistemlerine Vurgu: "Milli Olmayan Hiçbir Yapı Sizin Değildir"
ASELSAN Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Çelik, kontrol sistemlerinin milli olmasının stratejik öneme sahip olduğunu vurguladı. Çelik, BOTAŞ'ın Dörtyol-Batman doğalgaz boru hattında ASELSAN ürünü olan SCADA'nın kullanılmaya başlandığını ve bu sayede kaçakların sıfıra indiğini aktardı. "Rüzgar tribünlerinde de bu sistemimiz mevcut." diyen Çelik, Rusya-Ukrayna savaşı sırasında Avrupa kökenli rüzgar tribünlerinin SCADA sistemlerinin kapatıldığına dikkat çekti. "Bir yapıdaki kontrol sistemi eğer sizin elinizde değilse, o yapıyı gerçek anlamda sahiplenemezsiniz." dedi.
Çelik, trenlerdeki sinyalizasyon sistemlerinin de milli olmasının önemini vurgulayarak, "Başka bir ülkede kontrolü bulunan sinyalizasyon sistemine sahip trenler, kontrolü kaybedebileceğimiz zaman bombalarına benzer." şeklinde konuştu.
ASELSAN'ın bu alanda global bir marka olma yolunda ilerlediğini ifade eden Çelik, şirketin bu konuda yatırım yaptığını ve yetişmiş personel sayısını artırdığını belirtti. "Ülkemizin her alanında bu kabiliyetleri kazandırmak istiyoruz." diyerek sözlerini tamamladı.