Gündem

199 yıllık Armoni Mızıka’nız var

Çanakkale’de Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İÇDAŞ Kongre Merkezi’nde 9 Nisan Çarşamba akşamı anlamlı bir sanat buluşması gerçekleşti.

199 yıllık Armoni Mızıka’nız var
12-04-2025 07:05

Albay Levent Türkel’in komutanı ve şefi olduğu, ikinci şef Fatih Erdoğdu’nun da eserler yönettiği, soprano Gökçe Nur Semerci solistliğindeki konserde Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Armoni Mızıkası, Dr. Mete Gökçe’nin çalıştırdığı ÇOMÜ Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı Korosu ile sahnede buluştu.

Bayram tatilinin dokuz güne çıkarılmasıyla duyurusu ve provaları aksamış olsa da dinleyicinin ilgisini çekmeyi başaran etkinlikte; Erdoğdu yönetiminde ilk bölümde Armoni Mızıkası’nın izleyiciyle müzikal tanışması sağlandı, kendi tarihinden Zati Arca’nın yapıtına da yer verildi. Ülkenin genelinde salonların akustik sorunu olması hususu öne çıktı ve solist için mikrofon kullanımı zorunluluk haline geldi, seslendirdiği repertuvara hâkim olduğu anlaşılan Semerci’nin rahatlığı dikkat çekerken duru insan sesi, ses düzeni aracılığıyla dinleyiciye ulaşabildi. Türkel yönetimindeki ikinci bölümde koro ile birlikte Jean Sibelius’un “Finlandiya” eseri gayet enerjik olarak ses buldu. Armoni Mızıkası’nın bireysel anlamda kendini yetiştirmeye özen gösteren çalanlarının farkıyla, korodaki gençlerin hevesi ve çalışkanlığı iyi bir frekansta buluşulmasına vesile oldu.

DÖNÜM NOKTASI

Puan hesabından dolayı müzik eğitimi ana bilim dalına çoğunlukla anadolu lisesi mezunları aldıkları kısıtlı müzik dersleri sonrası girebiliyor. Özenle işlense en baştan başlayan bu gençlerin özellikle solfej ve doğru koro çalışmaları ile yeterli düzeye gelmelerine aslında imkân bulunuyor, birçok örnek maalesef bunun dışında kalıyor. ÇOMÜ Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı öğrencileri koro üyesi olarak çıktıkları bu konserde, bu bakımdan önemli bir dönüm noktası yaşadı. Cumhuriyetin 102. yılında halen koro şefliği doktora programının olmadığı bir durumda Bulgaristan’da bu eğitimi alan ve denkliğiyle işbirlikleri olan bir üniversiteden zorlu aldığı diploması geçerli sayılmayan Dr. Gökçe’nin birikim ve tecrübesi; çalıştırdığı koronun kısıtlı zamanda bu denli iyi iş yapabilmesi anlamında bir örnek olarak ayrıca anlaşıldı.

LİSE KAYNAĞI AÇILMALI

199 yıl önce II. Mahmut Mehter’i ortadan kaldırdı, askeri müziğin Avrupa’da gelişmiş halini ithal etti. Seçkin üyeleriyle Musika-i Hümayûn, yıllar içinde kimi zaman ihmal edildi, kimi zaman gelişti. 1932’ye kadar tek çatı altındaydı. Sonrasında Senfoni Orkestrası (CSO) ile İncesaz Milli Eğitim Bakanlığı’na, Armoni Muzikası MSB’ye bağlandı. Veli Kanık ve ardından İhsan Künçer’in yönetiminde 1960’a kadar radyoyla halk konserlerinde olağanüstü işler başaran Armoni Mızıkası’na, tüm kuvvetlerden personel katıldı. 1963’te Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) bünyesine alındı, niteliği değişti, KKK Bandosu gibi algılandı. Neyse ki geçen yıl, 116 sene sonra bir askeri müzisyen generalliğe terfi etti, birkaç yıl önce MSB’ye bağlanmış olan Armoni Mızıkası da o makamın uhdesine alındı. Üniversitelerle işbirliğinde eğitim konserlerine önem veren kurum, bu vesileyle Anadolu’yla kucaklaşır oldu. Okul kaynağı iki yıllık süreye inen askeri müzik alanının mevcut mensuplarına daha özen göstermek, mutlaka lise kaynağını açmak gerekiyor. Nota okumakta zorlanabilen, çalgıda belli eserleri çalamayacak kadar düşük mezunların bu kurumlara katılması yakın ihtimal olarak gözüküyor.

KOLAY DEĞİL

Müzik, özellikle de çalgı eğitimi, hatta birlikte orkestrada çalmak zannedildiği kadar kolay değil! Hele ki 200. yaşını kutlamaya az zaman kalan Armoni Mızıkası’na gireceklerin niteliğinin çok daha iyi olması gerekiyor. Dünya üzerinde bu denli eski ve değerli müzik kurumu olup da cümle âleme duyurmayan, götürmeyen ülke yoktur. Bu armoni orkestrasının öncelikle tarihte geçen asıl adına kavuşması, sonra ulusal ve uluslararası anlamda geçmişteki gurur kaynağı günlerini çalacağı eserler, yapacağı anlamlı konserlerle aratmayacak şekilde ilerlemesine ihtiyaç bulunuyor. Kurumun müzisyen bir paşaya bağlı olma avantajıyla yeniden başlayacağı çok iş var ve bunda zorlanmayacağı, gerekli takviye ve olanaklarla yeniden “ülkenin Armoni Mızıkası” olacağı ise şüphe götürmüyor. Zira Armoni Mızıkası, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin “bandosu” değil; (aynı zamanda Atatürk’ün “benim okulum” dediği Musiki Muallim Mektebi’nin kurucuları olan mensuplarıyla) Türkiye’nin en köklü ve en önemli sanat, müzik ve hatta askeri kurumlarından biridir.

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER