O kişi Mısırlı iş insanı Muhammet el Fayed, dünyaca ünlü Harrods mağazasının eski sahibi. Gidenin arkasından kötü konuşulmaz dense de onun yaşarken yaptıkları ancak şimdi konuşulabiliyor. Çünkü yaşarken maddi gücüyle engellediği suçlamalara şimdi mezarından müdahale edemiyor.
Londra’da Harrods mağazasına gitmeyen vardır da duymayan yoktur. Şanı British Museum’u neredeyse geçen lüks mağaza, alışveriş yapsın yapmasın Londra’ya gidenlerin gezilecek listesinde yer alır. Benim de gezmişliğim vardır bir kez yıllar önce.
El Fayed, 2010’da Katar’a satana kadar Harrods’ın sahibiydi… İki evliliğinden beş çocuğu olan El Fayed’in büyük oğlu Dodi’yi, Prenses Diana ile romantik ilişkisi ve Ağustos 1997’de geçirdikleri trajik trafik kazası sonucu yaşama beraber veda etmesinden hatırlarız. Ne üzülmüştük, hüzünlü prenses nihayet gerçek aşkı bulmuş gibiyken aniden bir trafik kazasına kurban gitmişti. Yazık ki Dodi, babası kadar şanslı değilmiş! Hızlı yaşayıp genç ölenlerden oldu.
‘TEHDİTLERLE SUSTURULDUK’
Gelelim bu suçlamaları insanın söylemeye dili, yazmaya eli varmıyor. Ben iddiaların aracısı olarak ancak bir özet yapıyorum. Meğer milyarder iş insanı El Fayed, iflah olmaz bir tacizci değilmiymiş! Taciz etmediği kadın çalışanı nerdeyse kalmamış! Bununla da kalmayıp mağdurları, ailelerine zarar vermekle tehdit ederek yıllarca konuşmalarını engellemiş. Mağdurlardan biri “Hepimizi uzun süre sessiz tutan şey bu tür bir terördü” diyor. Söylenen o ki El Fayed, yaklaşık 40 yıl boyunca 111 kadına tecavüz edip istismarda bulunmuş, en küçük kurban ise 13 yaşındaymış. İlk iddia, 2013’te ortaya çıktı. Tecavüz suçlamasıyla tutuklansa da bunun sadece iddia olarak kalmasıyla hiçbir ceza almadan paçayı kurtardı.
GAZETECİLER PEŞİNİ BIRAKMADI
Allah’tan gazeteciler var! Bu iddianın peşini bırakmayan TV4 kanalı, konuyla ilgili yaptığı belgeselde, El Fayed’in 17 yaşındaki genç bir kızı ve başka genç çalışanları nasıl vampir gibi “avlayıp” taciz ettiğini işlemiş.
Ne olmuş dersiniz belgeselin yayını, El Fayed’in bunamaya bağlı zihinsel yetersizliği gerekçesiyle engellenmeye çalışılmış ama her şeye karşın belgesel yayımlanması sonrası kirli çamaşırlar ortaya dökülmüş oldu. Bunun ardından birbirinden cesaret alan mağdurlar, yalnız olmadıklarını anlayınca tek tek ortaya çıkıp başlarına gelenleri anlatmaya başladılar. Belgesel de konuşanlar da kendilerine gelen gizli telefonlarla tehdit edildiklerini açıkladı. Mağdurlar grubunun avukatları, Harrods’ın eski sahibinin, hakkında 400’den fazla cinsel taciz iddiasının bildirildiğini söylüyor. Halkı, Harrods’ı boykot etmeye çağıran mağdurların anlattıkları da içler acısı.
Polise resmen ihbar edilen ikinci vaka 2018’deydi. El Fayed tarafından cinsel tacize uğradığı konusunda ifade veren bir kadına, adamın kovuşturulmak için çok yaşlı olduğu ve bunama nedeniyle akıl sağlığının yerinde olmadığı baskısında bulunulduğu basına yansıdı.
Konuyla ilgili şok edeci en son açıklama ise geçen aylarda El Fayed’in küçük oğlu Ömer’den geldi. Anlaşılan o ki ortaya çıkan gerçekler sonucunda vicdanı rahat etmeyen 37 yaşındaki Ömar El Fayed, gazetelere demeçlerinde, babasının tüm bu suçlamalardan kaçmak için numara yaptığını ve bunamış, zihinsel olarak yetersizmiş gibi davrandığını açıkladı. Ömer, babasının bu numarasına çanak tutulduğunu ve yeterince üstune gidilmediğini de ima etti. Babasına ilişkin suçlamaların 80’li yaşlarının sonlarında ortaya çıktığı dönemde polisin suçlamaları açığa çıkarma fırsatı olduğunu ve o fırsatı kaçırdığını söyleyen Ömer, “Keşke iddialar ortaya çıktığında kendisi hayattayken sessiz kalınmayıp soruşturma devam etseydi” dedi.
İLK DAVA AÇILDI
Diğer yandan asıl dikkat çeken gelişme ise BBC’nin geçen çarşamba günkü haberinde aktarıldı. Adı gizlenen bir mağdurun açtığı; El Fayed’in 2010’da kanserden ölen kardeşi Salih tarafından tecavüze uğradığını ve burada abi Muhammet’in de rol oynadığını belirttiği bir dava ilk kez İngiliz mahkemesinde görülmeye başlandı.
Yaşarken hakkındaki suçlamalardan kurtulmak için atmadığı takla kalmayan El Fayed, İngiltere’nin gelmiş geçmiş en azılı cinsel suçlusu olmak üzere. “Geç gelen adalet, hiç gelmemesinden iyidir” diyelim. Açılan açılacak davalarla mağdurların içine bir parça su serpilmiştir belki…
GÜLSEREN TOZKOPARAN JORDAN
İNGİLTERE (LONDRA)
