
Proje okullarındaki atamalara yönelik tepkiler artarak devam ediyor. İstanbul’un köklü liselerinde öğrenciler de, öğretmenlerinin sürgün edilmesine karşı okul bahçelerinde eylem yaptı.
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay da “Liyakatsiz, torpilli atamaları kabul etmiyoruz” diye konuştu.
“PROJE OKULLARI, MEB’İN YANDAŞ ATAMA ARACINA DÖNÜŞTÜ”
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, proje okullarına yapılan öğretmen atamalarıyla ilgili Cumhuriyet’e kritik açıklamalarda bulundu.
“Okulları, öğretmen ve öğrencileri proje, nitelikli, niteliksiz adıyla ayırmaktan derhal vazgeçin!” diyen Özbay, Milli Eğitim Bakanlığı’nı eğitimde eşitliği, adaleti, hakkı ve liyakati sağlamakla yükümlü olduğunu hatırlattı.
Kadem Özbay, “Okulların sahibi değilsiniz, buralar sizin şirketleriniz değil” ifadelerini kullandı.
Özbay, proje okullarının “MEB’in istediğini atama projesi” haline geldiğini belirterek, bu uygulamanın keyfiliğin ve kayırmacılığın adresine dönüştüğünü söyledi. Bakanlığın, eğitimdeki sorunları çözmek yerine yeni sorunlar yarattığını ifade eden Özbay, “Atamaya dair objektif hiçbir kriteri bulunmayan proje okulları, siyasetin ve yandaş sendikaların makam ve koltuk dağıttığı bir garabete dönüşmüştür” dedi.
Yapılan son atamaların da MEB’in kayırmacı tutumunu bir kez daha ortaya koyduğunu belirten Eğitim-İş Başkanı Özbay, “Proje okullarındaki binlerce öğretmenin görev süresinin neden uzatılmadığına, yeni atamaların hangi ölçütlere göre yapıldığına dair somut hiçbir kanıt bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.
“NE OLURSA ATAYACAKSINIZ, DÜRÜSTÇE AÇIKLAYIN”
Özbay, bakanlık verilerine göre şu an 2 bin 300 okulun proje okulu statüsünde olduğunu ve bu okullarda 79 bin 286 öğretmen ile 5 bin 318 yöneticinin görev yaptığını hatırlattı.
Yaklaşık 500 bin öğretmenin de proje okullarına atama için kriterleri taşıdığını belirtti. Buna rağmen bazı proje okullarında, kadro sayısı kadar başvuru yapılmasına rağmen hiçbir öğretmenin atanmadığına dikkat çekti. “Neden? Kendinize uygun kişiyi bulamadınız mı? Çarpık sisteminiz mi yetersiz kaldı?” diye sordu.
Yüksek lisans yapmış, doktorası olan, başarı belgeleriyle ödüllendirilmiş, hakkında soruşturma bulunmayan, yıllardır aynı okulda görev yapan öğretmenlerin bile atanmadığını söyleyen Özbay, “Ne olursa atanabilir? Atanması için size tam olarak ne lazım, dürüst olun, açıklayın!” dedi. Eğitimin çağ dışı ve bilim dışı politikalarla yönetildiğini, başarılı eğitimcilerin haklarının gasp edildiğini vurgulayan Özbay, “Öğrencilerimizi ve eğitim çalışanlarını ayrıştırmanıza seyirci kalmayacağız” dedi.
“TORPİLİ DEĞİL LİYAKATI ESAS ALAN BİR SİSTEM KURUN”
Özbay, geçmişte açtıkları davaları hatırlatarak, mahkemelerin “Bakanlığın atama ve yer değiştirme yetkisi var ama bu yetki keyfi kullanılamaz” ve “Atamaların mutlaka gerekçelendirilmesi gerekir” yönündeki kararlarını örnek gösterdi.
Eğitimin laik ve ilerici temeller üzerine kurulması gerektiğini vurgulayan Kadem Özbay, “Cumhuriyet değerleriyle, laiklikle, halkın aydınlanmacı, ilerici öğretmenleriyle kavga eden bir iktidarın başarılı olması mümkün değildir” dedi.
Okulların eğitim yuvası olduğunu ve tarikatların, cemaatlerin ya da yandaş sendikaların kontrolüne bırakılamayacağını belirten Özbay, hiçbir öğretmenin mağdur edilmesine izin vermeyeceklerini, ataması yapılmayan her bir üyeleri için tüm yasal yolları sonuna kadar kullanacaklarını ifade etti.
Eğitim-İş’in çağrısında, Milli Eğitim Bakanlığı’na şu talepler sıralandı:
"Proje okulu ayrımına son verin. Öğretmen atama ve yönetici görevlendirme süreçlerini tek bir yönetmelikle, yasallık, belirlilik, objektiflik ve sürdürülebilirlik ilkelerine göre yeniden düzenleyin. Torpilin değil, liyakatin geçerli olduğu şeffaf bir sistem kurun."
“MEB, proje okul atamalarındaki objektif kritere dayalı olmayan keyfi atamaları derhal iptal etmeli, kayırmacılığa son vermelidir” diyen Özbay, atamaların hukuk devleti ilkelerine uygun biçimde ve liyakati esas alarak yeniden yapılması gerektiğini vurguladı.
Eğitim-İş’in bu mücadelenin öncüsü olmaya devam edeceğini söyledi.
ÖĞRENCİLER OKUL BAHÇELERİN EYLEMDE
Atamaların ardından sadece öğretmenler değil, öğrenciler de tepkilerini dile getirdi. İstanbul’daki birçok köklü lisede öğrenciler öğretmenlerinin okullarından gitmesine karşı okul bahçelerinde eylemler düzenledi.
Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi öğrencileri, öğretmenlerinin sürgün edilmesini protesto etmek için okul bahçesinde yürüyüş yaptı.
Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi öğrencileri ise, öğretmenlerinin kadro dışı bırakılmasına karşı oturma eylemi başlattı. Aynı duruma maruz kalan pek çok okulda benzer protestoların sürdüğü belirtiliyor.