USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Ekonomi

Gelişen piyasa hisselerinde geri dönüş fırsatı

Son on yıldır gelişmiş piyasalardaki hisse senetlerinin fena halde gerisinde kalan gelişmekte olan piyasalar yatırımcıların ilgisini çekmeye başladı. Analistler gelişen piyasaların bazılarında kalıcı bir yükseliş bekliyor

Gelişen piyasa hisselerinde geri dönüş fırsatı
11-10-2023 17:07

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Gelişmekte olan piyasalardaki hisse senetleri son çeyrekte ABD Hazine tahvili getirilerindeki yükseliş, güçlü bir ABD Doları ve Çin ekonomisi ve piyasalarında toparlanmanın beklenenden daha cansız olması gibi üç ciddi tehditle karşı karşıya kalmıştı. Ancak tüm bu krizlerin ortasında bazı gelişen piyasa borsalarında kalıcı bir toparlanma fırsatı görülüyor.

MarketWatch’un haberine göre, MSCI Gelişen Piyasalar Endeksi’ni takip eden iShares MSCI Gelişen Piyasalar ETF’si (EM ETF) eylül ayı sonunda biten üçüncü çeyrek itibariyle %4,1’lik sert bir düşüş gösterdi. Endeksteki düşüş ABD borsalarının gösterge endeksi niteliğindeki S&P 500 Endeksi’nde görülen %3,7’lik gerilemenin ötesindeydi. İki endeks de yılın en zayıf çeyrek performansını gösterdi.

Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre gelişen piyasalardaki endeksler küresel borsaların hem iyi hem de kötü dönemlerinde ABD borsalarının gerisinde kaldı. FactSet verilerine göre EM ETF küresel borsalarda sert satış dalgalarının görüldüğü 2022 yılında %22,4 düşerken S&P 500 Endeksi ise aynı yılda %19,4 geriledi.

Ancak Çin hisse senetlerindeki satışlar bu yılın neredeyse tamamında manşetlere hakim olsa da bu geniş çaplı piyasaların diğer bazı köşelerinde şaşırtıcı derecede yüksek performanslar görüldü. Yunan ve Meksika hisse senetleri dolar bazında ABD hisse senetlerinden bile daha iyi performans gösterirken, Brezilya ve Hindistan gibi diğer büyük pazarlar sadece mütevazı bir farkla geride kaldı.

Söz konusu tablo Wall Street yatırımcı tarafından da fark edildi. ABD’deki bazı yatırım danışmanları müşterilerine bir zamanlar yatırım yapmak için çok riskli görülen bu pazarlara yatırımlarını artırmasını tavsiye etti.

MW haberine göre Goldman Sachs Group’un hisse senedi stratejileri ekibinin paylaştığı son bir araştırmaya göre bu yıl Çin hariç gelişen piyasaların tamamındaki hisse senetleri, ABD hariç gelişmiş piyasalardaki hisse senetlerinin tamamından daha iyi performans gösteriyor.

Bu arada Amerikan hisse senetlerinin aşırı değerlenmesinden dolayı oluşan memnuniyetsizlik ve resesyon beklentilerinin bir köşede durmaya devam etmesi portföy yöneticilerinin farklı pazarlar aramasını da teşvik etti.

Zaman değişiyor

Son 10 yıl boyunca en dip seviyelerde dolaşan tahvil faizleri ABD hisse senetlerinin her alanda daha iyi performans göstermesine yardımcı olmuştu. Dow Jones verilerine göre pazartesi günkü kapanışa kadar geçen 10 yıl boyunca S&P 500 Endeksi temettüler hariç %161,8 oranında yükseldi. Gelişmiş ve gelişmekte olan piyasaları gösteren MSCI ACWI Endeksi aynı dönemde yaklaşık %74’lük bir artış gösterdi.

Gelişen piyasaların performansı ise bu iki endeksle karşılaştırıldığında oldukça zayıftı. MSCI EM Endeksi aynı dönemde %9,6 geriledi.

Ancak gelişmekte olan piyasaların (EM) hisselerin on yıl boyunca gelişmiş piyasalardaki rakiplerinden geride kalması bu kasvetli performansın sonsuza kadar devam edeceği anlamına gelmiyor. Bazı yatırım uzmanları ABD’yi onlarca yıldır takip eden bir piyasanın aniden nasıl parlayabileceğine örnek olarak 2023’te Japon hisse senetlerinin kaydettiği yüksek kazançlara işaret etti.

Japonya’nın NIKKEI 225 Endeksi bu yıl başından itibaren Amerikan Doları bazında !’in üzerinde yükseldi. GDO’dan Jeremy Grantham gibi ünlü yatırımcılardan oluşan önemli bir kesim benzer bir dinamiğin diğer gelişen piyasa hisselerinde de ortaya çıkabileceğini adeta koro halinde söylüyor.

Bank of America’dan Michael Hartnett ve Barclays’ten Emmanuel Cau gibi önemli hisse senetleri stratejistleri müşterilerine ABD’deki getirilerin ötesine bakmalarını öneriyor. Cau ve ekibinin araştırmasına göre gelişen piyasalar taktiksel olarak daha iyi risk getirisi sağlıyor. Hartnett ise müşterilerine Amerikan hisse senetlerinin dünyanın geri kalanıyla karşılaştırıldığında aşırı derecede değerli hale geldiğini söyledi ve ABD’nin dışında bir çeşitlendirmenin zamanın geldiğine dikkat çekti.

Franklin Templeton’un Küresel Endeksler Portföy Yönetimi Başkanı Dina Ting MW’deki röportajında, “Göreceli performans açısından bakıldığında, ABD pazarı son 10 yılda gerçekten güçlüydü. Önceki 20 yılda ise bu böyle değildi ve bir noktada mutlaka bir geri dönüş olacaktır” ifadelerine yer verdi.

Gelişen piyasalar için boğa piyasası senaryosu

Hindistan'ın olası istisnası dışında, gelişmekte olan piyasa hisse senetleri genellikle ABD'deki muadillerine kıyasla çok daha düşük değerlemelere sahiptir. Bu düşünce Goldman Sachs analistleri tarafından paylaşılan değerleme ve öngörülen getiri tablosuna dayanıyor. Birçok yerel hisse senedi piyasası, 10 katın altında ileriye dönük fiyat-bilanço oranlarına sahip. Buna karşılık, FactSet verilerine göre, S&P 500 Endeksi’nde şu anda 18,11 katlık bir ileriye dönük fiyat-bilanço oranı bulunuyor.

Salı günü yayınlanan son Uluslararası Para Fonu (IMF) tahminlerinde gelişmekte olan ekonomiler için oldukça iyimser büyüme beklentileri paylaşıldı. IMF gelişmekte olan ekonomilerin bir bütün olarak 2024’te %4 büyümesini beklerken, ABD’yi de içerisinde bulunduran gelişmiş ekonomiler için bu oran sadece %1,4 olarak açıklandı.

Ting ve diğer portföy yöneticilerinin belirttiği üzere, finansallar, tüketim malları üreticileri ve diğer endüstriler, gelişmekte olan piyasa hisse senedi endekslerinde artan bir paya sahip. Çin'e ve emtia alanına bu kadar ağır bir şekilde yüklenildikten sonra gelişen piyasalarda görülen bu çeşitlilik yatırımcılar nezdinde hoş bir gelişme olarak görülüyor.

Hukukun üstünlüğü açısından gelişmekte olan ekonomilerin tamamında çok az yol alınsa da yatırımcıların asıl önem verdiği konu olan son derece likit olan sermaye piyasaları ve kurumsal bağımsızlık konularında önemli ilerlemeler kaydedildi. Ting örnek olarak Hindistan’ın son zamanlarda uluslararası yatırımcılara yönelik çok daha dostane olan tavrını büyük adımlar atan ülkelere harika bir örnek olarak gösteriyor.

Bu arada ABD Kongresi’nin sık sık kapanma riskiyle karşı karşıya kalması ülkedeki siyasi istikrarsızlık endişelerini de artırıyor ve yatırımcıların ABD’ye olan ilgisini azaltıyor. ABD Temsilciler Meclisi’nde başkanlar görevden alınırken, bütçe savaşları kızışırken, Wall Street’teki bazı kesimlerse kredi derecelendirme kuruluşları Moody’s, Fitch ve S&P’nin ABD’nin AAA kredi notunu düşürmesini bekliyor.

Meksika, Brezilya ve Hindistan'daki merkez bankaları da ABD Merkez Bankası’na kıyasla enflasyonu düşürmekte çok daha az sorun yaşadı ve bu da gelecekteki hisse senedi getirileri için iyiye işaret.

Loomis, Sayles & Co. Küresel Gelişen Piyasalar Hisse Senedi Stratejileri Portföy Yöneticisi Ashish Chugh, “Hindistan’da ve diğer gelişen piyasalarda, kesinlikle Brezilya ve diğerlerinde merkez bankaları enflasyonla mücadelede ABD’den çok daha ileride” açıklamasında bulundu.

Chugh, “ABD hükümeti Kovid-19 sırasında karşılıksız para dağıttı, ancak bu yükselen piyasa ülkeleri bunu yapmadı. Onlar yiyecek ve diğer şeyler konusunda yardımda bulundu ama insanları posta üzerinden çek göndermedi. Bu nedenle o kadar büyük bir enflasyon sorunumuz yoktu” ifadelerine yer verdi.

Dikkat etmekte fayda var

Gelişmekte olan piyasalar birçok yönden olgunlaşmış olsa da, çok sayıda farklı ekonomi ve hükümet risk yönetimini zorlaştırabilir. MSCI tarafından tanımlanan gelişmekte olan piyasalar iki düzine ülkeden oluşmaktadır.

Popüler EM endekslerinde dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’in hisse senetleri yoğun bir şekilde temsil ediliyor. Örneğin MSCI Gelişmekte Olan Piyasalar Endeksi gibi popüler bir endekste Çin’in ağırlığı kabaca %30.

Batı'daki birçok yatırımcı, Çin'e yatırım yapmanın risklerini halihazırda biliyor. Zira Çin’in otoriter sisteminden kaynaklanan riskler ve ABD ile Çin arasındaki jeopolitik gerilimler sıklıkla gündeme geliyor. Ancak Hindistan veya Brezilya’ya yatırım yapmanın potansiyel tuzakları yeterince anlaşılmamış olabilir.

Bu nedenle, Comgest'in küresel hisse senetleri konusunda uzmanlaşan analisti ve portföy yöneticisi Zak Smerczak, sektörle ilgilenen yeni yatırımcıların, değerlemeleri o kadar cazip görünmese bile, yalnızca en köklü şirketlere yatırım yaparak başlamalarını tavsiye ediyor.

Smerczak, “Asıl konu seçici olmaktır. Şu anda gelişen pazarlara geniş çaplı bir yatırım yapmak bizim için de riskli görünüyor, ancak belirli şirketlerde fırsatlar var” ifadelerine yer verdi.

ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Karikatürler