USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Spor

Dursun Özbek: Riva Projesi'nden 2,5-3 milyar TL daha bekliyoruz

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Habertürk'e özel açıklamalarda bulunuyor. Özbek'in açıklamalarını canlı olarak haberimizden takip edebilirsiniz.

Dursun Özbek: Riva Projesi'nden 2,5-3 milyar TL daha bekliyoruz
14-05-2024 18:05

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Habertürk TV'de açıklamalarda bulunuyor.

Özbek, sarı-kırmızılı kulübün 25 Mayıs'ta gerçekleştireceği seçimli genel kurulu öncesi Ciner Medya Spor Yayınları Koordinatörü Mehmet Ayan'ın sorularını yanıtlıyor.

 Title

Dursun Özbek'in açıklamaları şu şekilde:

"Herkesin kendine özgü bir hayat hikayesi var. Benim de hayat hikayem... 1950 doğumluyum. Herkes kendi hayatını bir gözden geçirir. Neydik, nereye geldik, neler geçti başımızdan diye düşünür. 1950 yılında Giresun'un Şebinkarahisar ilçesinde doğmuşum. Babam Alucralı, annem Şebinkarahisarlı. Çocukluğum Şebinkarahisar'da geçti. Normal bir Anadolu evinde doğdum. Bilirsiniz Anadolu'da büyük aileler vardır. Bir evin içinde babam, amcam, amcamın çocukları, annem, tek bir aile gibiydik. Herkesin bir iş bölümü var. Tarlaya gidiliyor, yemekler yeniliyor. O zaman ne elektrik var, ne su var. Öyle bir hayattan geldim. Gaz lambasında akşam yemeği var. Döşekler indiriliyor seriliyor. Güneş battı, hayat bitti. Güneş doğdu, hayat başlıyor. Kazma çapa görevinin başına gidiyor herkes. Böyle bir hayat. Türkiye'nin fakir mecralarından birisi. Çok büyük tarım yapma imkanı yok. O zaman tarım dediğin buğday arpa. Yüksek rakımlı bir yer. Domates ekiyoruz, ağustosta kızarıyor. Aileler zor şartlarda göç veriyor. Göç verilen yer İstanbul. Önce babam İstanbul'a yerleşiyor, sonra annem ablam biz geldik. Mehmet kardeşim İstanbul'da doğdu. Talimhane'ye geldik yerleştik. İki göz bir evde yaşam ama hep mutluyduk. Köyde de mutluyduk, İstanbul'da iki göz evde de mutluyduk."

REKLAM "G.SARAY SEVGİSİ KAHVEHANENİN ÖNÜNDE BAŞLADI"

"Babam o zaman Liman Lokantası vardı Karaköy'de. İstanbul'un en popüler ve en seçkin yerlerinden biri. Babam orada garsondu. O zamanlar müdavimleri oranın, devlet ricali. Galatasaray Lisesi'nden mezun devlet büyükleri, çalışanları. Babam orada Galatasaray'ı tanıyor. Benim de Galatasaray Lisesi'ne gitmem için devamlı anlatıyor, 'falan geldi Galatasaray Lisesi'nden, filan geldi'. İlkokula Taksim İlkokulu'nda başladım, Hasnun Galip'in bir üst sokağı. Okula giderken tam Hasnun Galip'in önünden geçiyoruz. O zaman Hasnun Galip'in köşesinde efsane oyuncumuz Suat Mamat'ın kahvesi var, kulüp binasından az ötede. Tüm futbolcular rahmetli Suat Mamat'ın kahvesinde. Biz okul çıkışı özellikle orada beklerdik. Galatasaray sevgisi, rahmetlinin kahvesinin önünde beklerken başladı. Neticede ilkokuldan sonra Galatasaray Lisesi sınavlarına hazırlandım, girdim. Rahmetli babam benden çok daha heyecanlı sınavda. Neticelerin asıldığı gün, rahmetli babam benden önce koşmuş gitmiş oraya."

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Habertürk TV'deki yayını öncesinde Ciner Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı M. Kenan Tekdağ ve grup yöneticileriyle sohbet etti.

"BABAM EN ÇOK O ZAMAN SEVİNDİ"

"Kazananları okuyorlar. 11. sıradaki kazananı okuyorlar, benim ismimi duymuyor. Üzülüyor adam, duyamıyor. Beyoğlu'ndan eve yürüyerek dönüyor. Ben evden koşa koşa neticeyi öğrenmeye gidiyorum. Babam da gitmiş geri dönüyor. Eski Vakko'nun önünde karşılaştık. 'Baba asacaklar listeyi' dedim, 'Olmamış oğlum' dedi. 'Baba imtihanım iyi geçti, ben bir de listeye bakayım' dedim, bir baktım 10. sırada kazanmıştım. Koşa koşa gidip söyledim babama. Babam en çok o zaman sevindi. Tesadüfe bakar mısın, okula kaydoldum, okul numaram 1011. Rastlantı ama insanda iz bırakıyor. Galatasaray Lisesi'nde yatılı okudum. Şunu net ifade edebilirim, öyle bir kompozisyon vardı ki sınıflarda, Nihat Erim'in o zamanın başbakanı, yan yana oturuyordum. Adana'dan gelen çocuk da aynı sınıftaydı, Hakkari'den, Mardin'den, Trabzon'dan gelen çocuklar. Böyle bir kompozisyon. Sınıfsal olarak nerede olursan ol aynı çeşmeden su içip aynı yatakhanede uyuyoruz. 500 yıllık birikimden gelen eğitim dışında sosyal olarak herkes eşit."

"LİSEYİ BİTİRMEKTE ACELE ETTİM"

"Galatasaray'ın talebe mozaiği Türkiye'ydi. Ben bunları çok önemsiyorum. Galatasaray Lisesi eğitimle geçti. Hayıflandığım bir şey var. 8 sene okuduk, bitirdik. Bitirmekte de acele ettik. Galatasaray Lisesi, 8 senede bitirilecek okul değil. Sınıfta kalmayalım gayretiydi. Galatasaray Lisesi'nde 8. sınıftayken babam vefat etti, 13-14 yaşındaydım. Benim hayatımdaki zor dönemler orada başladı. 13-14 yaşında bir çocuğu düşünün, babası 44 yaşında ölüyor, çok erken bir ölüm. Şunu belirtmekte fayda görüyorum, çünkü dönemi anlamak için bazı şeylerin iyi bilinmesi lazım. Babam vefat etti, biz ortada kaldık. Annemin okuması yazması yok. Para hiç yok. Böyle bir ailenin içinde büyüyoruz. Galatasaray Lisesi'ni bitirdim, İTÜ Makine'yi kazandım. İlk ODTÜ Makine'yi kazanmıştım. Ankara'yı tercih ettim. Galatasaray Lisesi'nde Fransızca eğitim aldığımız için ODTÜ'de de İngilizce'yi pekiştiririz dedim, 60'lı yıllardı."

"ANKARA'DA BARINAMADIM"

"O yıllarda lisan bilen çok az. Geleceğe hazırlanan kişiler de lisan bilen insanlar. Biz de iki lisan bilen kişi olarak hayata atılalım dedim. ODTÜ'ye kaydoldum, Ankara'da barınamadım. Ulus'ta bir otelde kalıyordum. Cep sineması önünden ODTÜ'ye gidiyorum. Hafta sonu Gazanfer Bilge İstanbul. Rahmetli annem çamaşırları yıkıyor. Pazar akşamı Gazanfer Bilge Ankara. Ulus'taki otele yerleş, okul. Fazla barınamadım. Yaşam koşulları izin vermedi. Oradan İTÜ'ye nakil oldum. İTÜ yıllarım başarılı geçti. İyi bir öğrenciydim. Ancak, hayata erken atıldık. Çünkü geçim sıkıntısı var. Talimhane'de o yıllarda yedek parçacılar vardı. Babamdan kalan küçük bir dükkan vardı, yedek parça ticaretine başladık. Burada komik bir nokta var. Kardeşim lise mezunuydu, birlikte başladık. Merdivenle 3-4 basamak iniyorsun, kafanı eğiyorsun, öyle bir dükkan."

"G.SARAY HAYATIMIZ BOYUNCA HER NOKTADA VAR"

"Babamın bir arkadaşı vardı Mustafa Amca, 'Kasanız olsun çocuklar' dedi. Peki dedik, biz de cebimizdeki bütün parayla bir çelik kasa aldık. Dükkana sokmak için kapıyı kırdık, kayışlarla indirdik. Oturduk. Kardeşim 'Abi biz bu kasayı aldık da içine ne koyacağız' dedi. 'Mustafa Amca kasayı aldık' dedim, 'Siz yanlış anlamışsınız, bir kasa defteri tutun demek istemiştim' dedi. Hayat sınavı öyle başladı. Bu yedek parça ticaretinde en önemli isimlerden bir tanesi rahmetli Nirun Şahingiray. O kim, İstanbulspor'un başkanı. Eski futbolcusu. Gidip konuşayım dedim. Gittim, 'Nirun Bey, ben sizden kredi istiyorum. Yedek parça verin, alıp satayım, sizin paranızı vereyim' dedim. 'Sen kimsin?' dedi. 'Ben Galatasaray Lisesi mezunuyum. İTÜ'de Makine okuyorum, konuya aşinayım' dedim. 'Tamam ne istiyorsan verelim' dedi. Bayi toplantısına gittik. Tüm bayiler bölgesinin önemli insanları, 55-60-70'li yaşlardalar. Ben de 24 yaşındayım. Beni orada tanıttı Nirun Bey. 'Galatasaray Lisesi mezunu. Galatasaray Lisesi mezunu olduğu için parasına bakmadım' dedi. Bu bizim hayat başlangıcımız. Oradan en iyi bayi noktasına geldik. Galatasaray hayatımız boyunca her noktada var."

"HAYATIN BANA ÖĞRETTİĞİ EN BÜYÜK ŞEY..."

"Hayat kavgasında bana en büyük desteği eşim verdi. Yedek parça ticareti demek o zaman, elde çanta otobüsün sırtında Hakkari, Van, Gaziantep, Adana, İzmir her yeri dolaşıyorsunuz. Her seyahat 15 gün. 24 yaşındayım, yeni evliyim. Ne telefon var, ne bir şey. O dönem Galatasaray'daki anlattığım kompozisyon, Türkiye mozaiği. Her seviyeden adam var. İTÜ'ye gittim, sınıf 180 kişi. Türkiye'nin her yerinden insan vardı. O zaman 67 vilayet vardı, hepsini geziyorum, ticaret yapıyorum. Hayatın bana öğrettiği en büyük şey budur. Türk insanını tanıyorum, hepsiyle alışveriş yapmışım, yemişim, içmişim."

"BİZ GALATASARAY'A BORÇLANDIK"

"Bu hayat çizgisinde iki önemli nokta var. Bir, Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'in her seviyedeki insana fırsat eşitliğini tanıdığının kanıtıyım. Köyden gelen bir çocuk olarak Galatasaray Spor Kulübü gibi Türkiye'nin en büyük, en gözden kulübüne başkan oldum. Bu çok önemli. Bu herkesin, tüm gençlerin hayaline de örnek olmalı. Biz Galatasaray'a borçlandık, ben şahsen borçlandım. Elim ekmek tuttuktan sonra her seviyede Galatasaray'ın yanında oldum. Yönetimde olduğum zaman da, olmadığım zaman da, her dönemde. Ne imkanım varsa kullandım. Dursun Özbek dediğin zaman Galatasaray Lisesi'nde taa Özhan Canaydın Ağabey döneminden beri içindeyim."

"EN BÜYÜK HAYALİMİZ BUYDU"

"Allah nasip etti, Galatasaray Lisesi'nde yatılı okuduk ya. 100 kişilik bir yatakhane. 21.30'da yatmak zorundasın, ondan sonra 10-11'e kadar yatak sohbeti başlıyor. O zaman Selahattin Beyazıt Ağabey, Galatasaray Spor Kulübü başkanıydı, rahmetli. Türkiye vergi rekortmeni. Çok büyük bir iş adamı. Hayal kuruyordum, 'Allahım bize de öyle bir hayat çizgisi ver ki Selahattin Ağabey gibi iyi bir iş adamı ve Galatasaray'a başkan olalım' dua ediyordum. En büyük hayalimiz buydu. Mektepli arkadaşlarıma bu hayalimi anlattım. Onlar da hayal etsinler. Hayal etmeden gerçeğe ulaşamazsınız. Ben hayal ettim, bu gerçeğe ulaştım. Benim bundan sonra çocuklarıma, torunlarıma bırakacağım en büyük miras bugün Galatasaray Spor Kulübü başkanı olarak Galatasaray'a verdiğim hizmetlerin anılması olacak. Onun için hizmet etmekten gurur duyduğum Galatasaray için geçmişte yaptığım gibi bugün de elimden ne geliyorsa hizmet etmek istiyorum. Galatasaray'ın neferi olmaya, hayatım boyunca devam ettim."

"BAŞARININ TEMELLERİ KEMERBURGAZ TESİSLERİ TEMEL ATMA TÖRENİNDE ATILDI"

"Galatasaray'da yaptığımız işleri, yapacağımız projeleri anlatırken 'Biz Galatasaray'ı bir yere getirmek istiyorsak önce bir barışacağız' diyoruz. Geldiğim günden beri söylüyorum, bir sevgi iklimi yaratmak için çalışıyoruz. Alınan skordan, yapılan işlerden daha önemlisi bu. Bu barışı sağlayamazsam hiçbir şeyi yapabilme kabiliyetim yok. Birinci günden beri dilimizden düşürmedik, bu küskünlükler bitsin. İnsanlarla, eski başkanlarla konuşuyorum. 'Amacımız Galatasaray'ı iyi günlere taşımak' diyoruz. Böyle bir fikir birliği varsa, hedef aynıysa biz niye kavga, çekişme içine girelim. Ben bunları tüm eski başkanlara, Fatih Hoca'ya anlattım. Ben bu göreve bunun için geldim. Ben Galatasaray'da birlik ve beraberliği sağlamak, tek yumruk haline getirmek için geldim. Bunu yaparsak sportif manada bileğimizi kimse bükemez dedim. Bu yüzden Kemerburgaz'da temel atma törenine herkesi davet ettim. Sözüme inanarak hepsi geldi. Birbiriyle küs olanlar da geldi. Bugün kendimizi başarılı addediyorsak temelleri Kemerburgaz temel atma töreninde atıldı."

"NE YAPILMASI GEREKTİĞİNİ BİLİYORDUM"

"Seçim dönemi geldi. Ben rahmetli Duygun Ağabey'in başkan yardımcısıydım, görevlerim vardı. 7/24 stadyumda kaldım 7 ay boyunca. Başkanlık seçimi oldu. Maçların bitmesine 2 hafta kala mazbata aldım. Duygun Ağabey'e gittim, 'Mazbatayı almak istemiyorum', bu sizin döneminizde aldığınız şampiyonluktur, maçlar bittikten sonra mazbata alırım dedim. Başkanlığınız burada okunsun dedim, rahmetli kabul etti. Mazbata törenini erteledim, seçilmiş başkan bendim. Rahmetli Duygun Ağabey ile çok güzel bir çalışma yaptık, bana itimat ederdi. Kulübün maliyesi, insan kaynakları, amatör şubelerin hepsi bendeydi. Ali Dürüst ve Abdürrahim Albayrak futboldan sorumluydu. O dönem, çok önemli bir dönem benim için. Önemi şuradan geliyor, 7 aylık dönemde bir Galatasaray fotoğrafı çekiyorsunuz, sorunlarıyla, başarılarıyla... Hasarlı bir dönemdi. UEFA'dan aldığımız cezalar var. O dönemi Galatasaray'ın tam fotoğrafını çekmek suretiyle gördüm. Galatasaray'da ne yapılması gerektiğini tam olarak biliyordum. Başkanlığa adaylığımı koyduğum zaman, nereden başlayacağımı, ne şekilde devam edeceğimi biliyordum. Maliyeyi yönetmişim 1 dönem. İhtiyacının ne olduğunu da tespit etmişim."

"EN GÜZEL KULLANMA ŞEKLİ OTEL"

"Mecidiyeköy 2014 projesi, Duygun Ağabey döneminde başladı. Biz seçilip geldiğimiz zaman bir çukur vardı, sadece bir çukur. Duygun Ağabey bana 'Burayı ne yapalım' dedi. 'Bunun 500 metre ilerisinde bir otelim var. Buraya bir çalıştırma yaptıralım uzmanlara' dedim. Bir rapor çıktı, en güzel kullanma şekli otel. Dedim otel yaptıralım. O dönem ya iş hanı ya oteldi. Otel daha verimli çıktı. Duygun Ağabey, 'Neyle yaptıracağız Dursun, para yol pul yok' dedi. 'Ben hallederim' dedim. 'Nasıl' dedi. 'Ben bu işi yapıyorum, bu işin içinden geliyorum, şahsi kredimle bir fon temin ederim' dedim. Denizbank'a gittim, Hakan Ateş'e anlattım, 'Ben buraya otel yapacağım, bana 10 milyon dolar civarında bir limit aç' dedim. 'Galatasaray'ın durumu belli' dedi. 'Dursun Özbek olarak imza atacağım, parayı bana ver' dedim. Bir limit açtı, o binayı limit çerçevesinde bitirdik. Beyoğlunda bombalar falan patladı bir anda İstanbul turizmi çöktü. Otelde hala ısrarlıyım ama bitirsek de turizm kötü gidiyor, oteli açıp kiraya vereceğiz, Galatasaray'ın işletmesini düşünmüyoruz, Titanic Hotellerden Mehmet Aygün arkadaşım, sana burayı kiralayayım, güzel bir yer dedim. Bitir kiralayacağım dedim."

"MECİDİYEKÖY PROJESİNE CAMİA SAHİP ÇIKTI"

"İnşaatı bir yere kadar getirdik, 2018'deki seçimi kaybettim. Gelen yönetim binaya ilgi göstermedi. O bina, kaba inşaat halinde bizim yönetime kadar geldi. 2022'ye gelince konjonktür değişti. Biz burada ne yaparsak Galatasaray'a fayda getiririz diye baktık. O dönemde şöyle bir şey aklıma geldi, Mecidiyeköy'ü motor projesi düşünelim. Oradan bir para kazanalım, bu projeyi başka bir projenin başlangıcı olarak kabul edelim. En kolay ne yapılıyor, rezidanslar, 1+1, 2+1, 1+0 falan. Projeyi yaparken 2014'te flexible yaptım, ister otel, ister ofis, ister rezidans. Gerekli tadilatlarla orayı rezidansa çevirdik. Bu rezidansların satışı için büyük bir lansman yaptık. Daha lansmanda yüzde 70'i sattık. Metrekare brüt fiyatını 6500 dolardan sattık. Satıştaki başarı şudur, camia bu projeye sahip çıktı. Bu projenin büyük bir kısmı, Galatasaray camiasının büyük kısmı satın aldı. Yüzde 50'sini bu şekilde yaptık, diğerleri de piyasa satışıdır. Buradaki amaca ulaştık. Aşağıdaki büyük dükkanı Halkbank'a sattık. 25-27'ye yakın rezidans hala var."

"KEMERBURGAZ'DAN KİRALADIĞIMIZ ARAZİNİN KIYMETİ PAHA BİÇİLEMEZ"

"Biz Mecidiyeköy projesine ortadan girdik. Milli Emlak'tan Kemerburgaz'dan 49 yıllığına kiraladığımız bir arazi var. Kıymeti paha biçilemez. Stadyuma 5, havalimanına 15 dakika. Bu projeyi yapmak için Florya'dan taşınalım, Kemerburgaz'da bize ait olmayan yere gidelim. Mecidiyeköy'den kazanacağımız parayla Florya'dan 40 dönüm yer alalım dedim."

ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Karikatürler