Dışişleri Bakanlığı’nın 897 milyon 914 bin TL’lik bütçesi Cumhuriyet Meclisi’nde oy çokluğuyla onaylandı.
– Candan
CTP Milletvekili Armağan Candan, Dışişleri Bakanlığı’da çalışmanın zorluklarına değinerek, burada çalışanların dünyada Kıbrıs Türkünün sesi olmaya çalıştıklarını ve ne gibi imkansızlıklarla bunları yapmaya çalıştıklarını bildiğini ifade etti.
Kıbrıs sorununun çözülmesi konusunda mücadelelerine devam edeceklerini kaydeden Candan, hükümete yönelik eleştirilerde bulundu.
“Bu memleket bunların daha iyisini hak ediyor.” diyen Candan, Kıbrıs Türk halkının dünyadaki yerinin istenilen noktada olmadığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı’nın geçiş kapıları konusundaki farklı açıklamalarına yönelik eleştirilerde bulunan Candan, “Siyasetinizin bir istikrarı yoktur. Hükmetin politikası nedir?” diye sordu.
Pile’de yaşananları “fiyasko” olarak nitelendiren Candan, eskiden kalma politikaların miadını doldurduğunu belirterek ülkede izlenen politikalara yönelik eleştirilerde bulundu.
“Son dört yıl tamamen boşa geçti. Kıbrıs Türkü’ne tek bir kazanım yok.” diyen Candan, refah seviyesini artıracak tek bir gelişmenin olmadığını dile getirdi.
-Hasipoğlu
UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu da dış politikanın çok hızlı geliştiğini dile getirdi.
Suriye’de olanların ortada olduğunu ifade eden Hasipoğlu, “13 yıldır süren iç çekişme, 13 günde bitti.” diye konuştu.
Hasipoğlu, uluslararası alanda daha görünür olmak ve seslerini duyurmak için ana muhalefetteki milletvekilleri ile birlikte üstlendikleri görevlerin olduğunu kaydetti.
Katıldıkları uluslararası toplantılarda yaşadıklarına değinen Hasipoğlu, Güney Kıbrıs’ın ada etrafındaki zenginliği paylaşmak istemediğini dile getirdi.
Doğrudan ticaret ve doğrudan uçuş konularına değinen Hasipoğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin uluslararası anlamda görünür kılınması için hep birlikte mücadele verilmesi gerektiğini söyledi.
Rum Yönetimi Başkanı Hristodilis’in söylemlerine yönelik eleştirilerde bulunan Hasipoğlu, “Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi, UBP’nin kırmızı çizgisidir.” ifadesini kullandı.
Hasipoğlu, “Kazan kazan isteniyorsa, bizim önümüze geçip Türkiye Cumhurbaşkanı ile fotoğraf çekip rol kapma yarışından vazgeçsinler. Mademki Türkiye'nin gücünün ve öneminin farkındalar artık adım atma zamanı onlardadır.” dedi.
Hasipoğlu, kazan kazan mantığıyla gereken adımları artık Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin atması gerektiğini dile getirdi.
– Akansoy
CTP Milletvekili Asım Akansoy da, Kıbrıs sorununun hayatın her noktasını etkileyen bir konu olduğunu dile getirdi.
Kıbrıs sorununun uzun süre üzerinde çalışılan bir konu olduğunu kaydeden Akansoy, “Sadece bir dış politika unsuru olarak değerlendirilemeyecek kadar kapsayıcı ve belirleyici bir konudur.” dedi.
“Yeni bir dünya kuruluyor. Uluslararası camiyada ciddi bir sıkışıklık var.” diyen Akansoy, bölgesel ve küresel sorunlara çare üretilemediği, bölgesel güç dengelerinin öne çıktığı ve güçlü olanın şiddete başvurduğu bir düzende olduklarını söyledi.
Dış politikada yaşananlara değinen Akansoy, süreçle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Kıbrıs’ın sadece jeopolitik değil aynı zamanda jeo-ekonomik öneme de sahip olduğunu ifade eden Akansoy, bölgesel savaşların sıradan olmadığına dikkat çekti.
“Bu ateşin içerisinde Kıbrıs Türkler olarak nasıl bir pozisyon almamız gerekiyor? Kıbrıs Türk halkı olarak güvenliğimizi, refahımızı, huzurumuzu ve bu topraklarda tutunmayı nasıl sağlayacağız?” diye soran Akansoy, Kıbrıslı Türklerin 1950’lerden bu yana bir var oluş mücadelesi verdiğini dile getirdi.
“KKTC’de dört yıllık sürede ne yapıldığına bakmak gerekiyor.” ifadesini kullanan Akansoy, bazı eleştirilerde bulundu.
Akansoy, toplumun geleceğiyle ilgili verilecek kararlarda belirsizliğin yerinin olmadığına vurgu yaptı.
Ortak bir söylem geliştirilmesi gerektiğini kaydeden Akansoy, “Bu ayrılıkçı yaklaşımla bizim uluslararası camiada herhangi bir tutunma hakkımız yoktur.” dedi.
Bugün var olan durumun sürdürülebilir olmadığını kaydeden Akansoy, BM zeminine geri dönülmesi gerektiğini ifade etti.
Akansoy, Cumhuriyet Meclisi’nin Kıbrıs sorunuyla ilgili sürecin içinde olması gerektiğini de belirtti.
– Şahali
CTP Milletvekili Erkut Şahali de, Kıbrıs sorununun konuşulduğu her noktada doğrudan muhatap olarak Kıbrıslı Türklerin de olmak durumunda olduğunu söyledi.
“Bize bir elbise biçiliyorsa bir yerlerde, o elbisenin kalıbının burada olduğunu haykırmak gerekir.” diyen Şahali, bazı eleştirilerde bulundu.
Şahali, “Dışişleri Bakanlığı, maalesef ülkenin sırtındaki kambur muamelesi görmektedir.” diyerek temsilcilikler konusuna değindi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine değinen Şahali, erken seçimle ilgili hükümetin tavrını eleştirdi.
Ülkede genel seçime ihtiyaç olduğunu belirten Şahali, “Muhakkak bir genel seçim bu ülkede yaşanacak ve topyekün bir değişim bu ülkede bizi karşılayacak.” dedi.
Yeni geçiş kapılarının açılması konusuna değinen Şahali, mevcut geçiş kapılarının kapasitesinin arttılması konusunda fikirler uçuştuğunu ancak Kermiya’daki geçiş kapısında minimum bir buçuk saat bekleme süresinin olduğunu söyledi.
Beyarmudu Sınır Kapısı’nda yaşanan sorunlara dikkat çeken Şahali, bazı çözüm önerilerinde bulundu.
Şahali, mevcut kapının kapasitesinin tek kuruş harcanmadan iki katına çıkarılabileceğini ifade etti.
Kıbrıs’taki karma köy olan Pile’de yaşanan sorunlara değinen Şahali, “Pile’yi Rum’a mı teslim ettik?” ifadesini kullandı.
Pile Türk muhtarlığının göz ardı edildiğini kaydeden Şahali, Pile-Yiğitler yolunun ne aşamada olduğu konusunda sorular yönelterek yanıt istedi.
“Pile’de kime sorarsanız sorun, kendilerini Kuzey’e ait hissetmezler.” şeklinde konuşan Şahali, bölgede yaşanan sıkıntıları sıraladı.
Türk Devleti Teşkilatı Zirvesi konusuna değinen Şahali, bazı sorular yönelterek eleştirilerde bulundu.
– Ertuğruloğlu
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da söz alarak eleştirilere yanıt verdi.
“Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü” politikasını savunduklarını kaydeden Ertuğruloğlu, yıllardır Kıbrıs konusunda tek vücut olunmadığını kaydetti.
Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti sıfatını kullanmaları ve o sıfatı kullanarak Kıbrıslı Türklere uyguladıkları ambargolar ve izolasyonlara değinen Ertuğruloğlu, “Rum’un şımarmasını sağlayan BM Güvenlik Konseyi’ni ve Avrupa Birliğini hep eleştirdim.” dedi.
Kıbrıs Türk halkına yönelik haksızlılara değinen Ertuğruloğlu, tepkilerini dile getirdi.
“Haklarımız ve statümüz inkar ediliyor.” diyen Ertuğruloğlu, Rum tarafının AB’yi bir silah gibi kullandığını söyledi.
Rum tarafının en büyük korkusunun KKTC’nin tanınması olduğunu kaydeden Ertuğruloğlu, Kıbrıs sorunu konusundaki tarihsel sürece değindi.
“Dış politikayı zarara uğratacak argümanlardan lütfen vazgeçin. Kıbrıs sorununun özünün gözden kaçırılmaması gerekiyor. Kıbrıs sorununu yaratan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kendisidir.” ifadelerine yer veren Ertuğruloğlu, yeni geçiş kapıları konusuna değindi.
– “İlave kapı açılmasına inanmıyorum”
“İlave kapı açılmasına inanmıyorum.” diyen Ertuğruloğlu, bu yönde Bakanlar Kurulu kararı olması halinde kendisinin Türkiye’ye gidip vekalet verebileceğini kaydetti.
Kapı açmak değil KKTC’yi ucuzlatmak gerektiğine dikkat çeken Ertuğruloğlu, ” kapı açılması” edebiyatına sarılarak “sınırları kaldırın” edebiyatı yapıldığını belirtti.
Yıllardır sınır kapılarının açılması yönünde söylemler olduğunu dile getiren Ertuğruloğlu, şu anda 9 kapı olduğunu, Haspolat’ı da kendilerinin önerdiğini fakat Rum’un bunu kabul etmediğini söyledi.
İngiltere’nin Rum’u kızdıracak hiç bir politikayı gündeme getiremeyeceğini ifade eden Ertuğruloğlu, “Rum tarafıyla neyi anlaşacaksınız, görüşeceksiniz.” diye konuştu.
Yiğitler-Pile yoluyla ilgili de konuşan Ertuğruloğlu, süreçle ilgili yaşananlar konusunda bilgi verdi. Colin Stewart’ın bir söylemini anımsatan Ertuğruloğlu, kendilerinin Pile’deki ihtiyacı karşılamak için bu girişimi yapmak istediklerini söyledi.
“Pile yolunu yüzüne gözüne bulaştıran Colin Stewart’tır.” diyen Ertuğruloğlu, dünyadan kendilerini izole edenin Rumlar olduğunu belirterek Rum’un Kıbrıs Cumhuriyeti yalanından neden vazgeçmediğini sordu.
Ertuğruloğlu, yabancılarla çok temasın olmadığı söylemine karşı, “evet çok temasımız yok ama yapılanları da çok söylemek istemiyoruz. Reklamını yapmıyoruz. Ne kadar az reklam yaparsak o kadar iyi.” ifadelerini kullandı.
Kıbrıs Türkü'ne bu haksızlığın bile bile yapıldığını dile getiren Ertuğruloğlu, Rum’un kendileriyle herhangi bir şeyi paylaşma niyeti olmadığını söyledi.
60 yıl federasyon görüşüldüğünü ve dört cumhurbaşkanının bu süreci götürdüğünü dile getiren Ertuğruloğlu, Rum’un ihtiyacı ve niyeti olmadığını vurguladı.
– Şahali
CTP Milletvekili Erkut Şahali yeniden söz alarak, o dönemde yapılan hangi hatanın ayaklarına dolandığını sordu ve “Burada Almanlar ve Fransızlar mı var?” dedi.
“Aklını başına al” sözlerini kullanan Şahali, bu devletin hangi yurttaşının ikinci sınıf muamele gördüğünü sordu.
Kıbrıs sorunun tarihin hiçbir döneminde Türkiye’ye rağmen ele alınmadığını dile getiren Şahali, dertlerinin Kıbrıslı Türklerin derdini kimin anlatacağı olduğunu söyledi. Şahali’nin konuşması sırasında tartışmalar çıktı.
Konuşmaların ardından Dışişleri Bakanlığı bütçesi oylandı ve oy çokluğuyla kabul edildi.
Dışişleri Bakanlığı bütçesinin ardından 163 milyon 705 bin TL’lik Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) bütçesinin görüşülmesine geçildi.