Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'a ait 23 Temmuz 2012 tarihli bir e-postada, İsrail istihbaratının, "Suriye'nin çöküşü bölgede Şii-Sünni çatışmasını tetikleyeceği için İsrail'in çıkarlarına uygundur" değerlendirmesi yer almaktaydı.
Söz konusu e-posta, gizli belge ve raporları sosyal medyaya sızdırmasıyla bilinen WikiLeaks tarafından yayınlanmıştı.
WikiLeaks'e göre, İngiliz ve Fransız istihbarat servisleri de İsrail'in Suriye'deki savaşa yönelik yaklaşımını doğruluyordu.
İsrail'e göre Esad rejiminin düşmesi, "İran'ın Orta Doğu'daki tek müttefikini kaybetmesi ve yalnızlaşması" anlamına geliyordu.
"AZINLIKLARI KORUMA" KİSVESİ ALTINDA...
Daha da önemlisi; söz konusu e-postalarda, Esad rejiminin düşüşünün bölgede Şii ve Sünni gruplar arasında 'mezhep savaşını tetikleyeceği' ve bu durumun da İran'ı uzun bir süre meşgul ederek 'nükleer programı aksatabileceği' belirtiliyordu.
Ayrıca, e- postalardan sızan yazışmalara göre, İsrailli üst düzey istihbarat analistlerinin bir kısmı, bu tür bir senaryonun "İran'daki mevcut yönetimin düşüşünü hızlandırabileceğine" inanıyordu.
Habere göre, İsrail ısrarla Suriye sınırında herhangi bir tehdidin oluşmasına izin vermeyeceğini belirtirken, bölgedeki askeri mühimmat depolarını ve noktalarını hedef alan hava saldırılarını yoğunlaştırıyor ve ayrıca 'doğrudan müdahalede' tehdidinde bulunuyordu.
Öte yandan; Gazze'de, 15 bine yakını çocuk olmak üzere yaklaşık 50 bin sivili katleden İsrail o yıllarda, etnik çatışmaların tırmanması durumunda, "Suriye'deki Alevi ve Hristiyan sivillere yönelik katliamlar konusunda sessiz kalmamak gerektiğini" savunuyordu. Sızan e-postalarda, İsrail'in 'azınlıkları koruma' kisvesi altında Suriye'ye müdahale edebileceği bilgisi yer alıyordu.
E-POSTA SKANDALI
Dünyayı sarsan e-posta skandalı sürecinde, Clinton'un güvenli olmayan cihazlardan gönderdiği e-postaların yüksek derecede gizlilik içerdiği, ancak gönderildiği sırada üzerlerinde 'çok gizli' damgasının bulunmadığı belirtilmişti.
Clinton da yaptığı açıklamalarda güvenlik protokollerine uymayarak hata yaptığını kabul etmişti.
Bu skandal, ABD kamuoyunda kurallara uyma konusundaki tartışmaları uzun süre gündemde tutmuştu.
