Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2024 yılının ilk Finansal İstikrar Raporu'nu yayımladı. Raporda konuta, özellikle krediler üzerinden değinildi.
Malezya, Portekiz, Güney Kore, Şili, Çekya, Polonya, Rusya, Hindistan, Macaristan, Endonezya, Meksika ve Türkiye'nin yer verildiği 'Konut Kredilerinin GSYİH’ye Oranı' grafiğinde Türkiye, konut kredisinin en az oranda (yüzde 1,5) verildiği ülke olarak görüldü. Ülkelerin ortalaması, yüzde 17,8 olarak gösterildi.
Konut kredisinin kullanım düşüklüğü ile ilgili şu tespit yapıldı: "Son yıllarda Türkiye’de konut fiyatlarındaki artış nedeniyle konut alım gücünün daralması, konut kredilerine yönelik uygulanan makroihtiyati düzenlemeler ve kredi faiz oranlarının yüksek seyretmesi, konut kredisi kullanımının ve payının azalmasına neden olmuştur. Ayrıca, Türkiye’de konut kredilerinin gelişmiş ülke uygulamalarına göre daha kısa vadeli kullandırılması ve borcun sabit faizli yapısı nedeniyle zaman içinde anapara borcunun azalması gibi faktörler de konut kredisi/GSYİH oranının diğer ülke ortalamalarının altında kalmasında etkili olmuştur."
REKLAMKonut kredilerinin bireysel krediler içerisindeki payının da yüzde 37'den yüzde 16'ya gerilediği görüldü. Raporda, "Konut ve ihtiyaç kredilerinin GSYİH’ye oranları tarihsel ortalamalarının altında yer almaya devam etmektedir (Grafik III.1.5). Konut kredilerinin 2012-2019 döneminde yaklaşık olarak yüzde 37 olan bireysel kredilerdeki payı yüzde 16’ya kadar gerilemiştir." ifadeleri kullanıldı.
Konut kredilerinin azalmasıyla ilgili, "Konut kredisi piyasasında ise faiz oranlarının görece yüksek seyrinin yanı sıra ikinci veya daha fazla tapulu evini alacaklar için kredi değer oranının yüzde 75 azaltılarak uygulanmasının ve söz konusu krediler için risk ağırlığının yüzde 35’ten yüzde 150’ye çıkarılmasının konut kredisi borcu olan kişi sayısındaki azalmada etkili olduğu değerlendirilmektedir" görüşü de yer aldı.
Raporda, konut sektörüyle ilgili ileriye yönelik olarak ise konut fiyatlarında, inşaat maliyetleri ve TÜFE'ye oranla daha az yükseliş olduğu, bunun kira artışlarına da yansıyacağı kaydedildi. Kira artışlarındaki azalışla birlikte bireylerin gelirinde kiranın daha az yer tutacağı belirtildi. İşte o ifadeler:
"Konut fiyatlarının gelmiş olduğu mevcut seviye, finansal koşullarda yaşanan sıkılaşma ve birden fazla konut sahipliği için uygulanan makroihtiyati politikaların etkisiyle konut kredisi kullanımları oldukça sınırlı seyretmektedir. Bu gelişmelerin etkisiyle 2022 yılı ikinci yarısından bu yana konut kredisi kullanımlarında ve ipotekli konut satışlarında görülen zayıf görünüm devam etmektedir (Grafik III.1.16). Bu gelişmelerle birlikte konutta yıllık fiyat artış hızı ivme kaybetmeye devam ederek inşaat maliyet endeksi (İME) ve TÜFE artışlarının altına gerilemiştir. Önümüzdeki dönemde kira artışlarının konut fiyat gelişmelerini takip etmesiyle bireylerin harcanabilir gelirinde iyileşme olabileceği öngörülmektedir."