Okan Buruk, MKE Ankaragücü galibiyeti sonrasında takımdaki birlikteliği anlatmak için UEFA Kupası'nı alan 1999-2000 kadrosunu hatırlatmış, bu ifadeler yanlış yorumlanmıştı. Avrupa'daki eleme maçına tek sağ beki sakat, sol beki olmadan çıkan Galatasaray, yazın yaptığı transfer hatalarından sonra devre arasında da ders almadan çıktı.
Yazın önceliği sol bek ve merkez orta saha transferi olan Galatasaray, sol beke son yıllarını üçlü savunmanın kanat beki olarak geçiren bir oyuncuyu transfer edip, 8 numaradan önce ise kadroya iki kanat forvet katmış; harcama limitine takılınca Ndombele'ye kalmıştı.
Kasım ayından beri sol bek arayan kulüp devre arasında Boey'i de reddedilemeyecek bir teklifle satınca aranan bölge sayısı üçe çıktı, bunlardan ikisine trasfer yapıldı, sadece biri UEFA listesine yetiştirilebildi; o da sakat geldi.
REKLAMGalatasaray iyi bir baskı takımı. Topluyu da topsuz baskıyı da kusursuza yakın yapabilen bir ekip ancak belki de tek zaafı, oyunu rakip yarı sahaya taşıyamadığında topun kendisinde kaldığı senaryo. Okan Buruk bunu geçen sene ön bölgeyi kalabalıklaştırıp orta sahayı boşaltarak çözmüştü ancak rakip biraz kaliteyi artırınca sorun yaşanacağı barizdi.
Sparta Prag temaslı oynayarak pas ritmini bozan, istediğiniz şekilde oyun kurdurtmayan sinir bozucu bir takım. Kerem Demirbay ve Icardi'nin tenis maçını andıran tempoya ayak uyduramadığı senaryoda rakibin atletizmiyle fark yaratması geçe bile kaldı.
Bu kadar endirekt futbol oynanan bir maçta düzgün sonuç alabilmeniz için gereken ilk şey taşların yerinde olmasıdır. Rolleri keskin şekilde belli ve bunu uygulayacak fizik kalitenin olması gerekir. Galatasaray 10 kişi kalana kadar dahi iki bekinin de bek olmamasının sorununu yaşarken Icardi'nin de yürümesiyle maçı haddinden fazla dengede götürdü. Kabak zamanlama hatası yapan Kaan Ayhan'a patladı.
Galatasaray uzun süredir kendi anayasasına aykırı hareket ediyor. Tüzüğünün ilk maddelerinde yazan kaide ola sporcu yetiştirmek yerine kendi ekonomik şartları, gerçekleriyle bire bir çelişen maliyetlerde kadro kuruyor.
Maksadı İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmek şiarıyla yola çıkan köklü kulüp Avrupa'nın 'artık'larıyla Avrupa ekipleriyle mücadele etmeye çalışıp, maaş bütçesinin beşte-onda birlik kadrolu Avrupa takımlarına elenip evine dönüyor. Devre arası transfer döneminden anladığımız kadarıyla bu süreçten ders çıkardığını söylemek de güç!