Aydınlanma ve demokrasi mücadelesinin simge isimlerinden, usta sanatçı Müjdat Gezen, Ebedi Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün açtığı uygarlık yolundan hiç sapmadan sürdürüyor yaşamını. Atatürk'ün emperyalizme karşı başarılı mücadelesini, devrimleri ve cumhuriyetin kazanımlarını tiyatro oyunlarında, kitaplarında, söyleşilerinde en güzel şekilde anlatırken, bu misyonu öğrencilerine de taşıyor. Sözcü Gazetesi'nden Gökmen Ulu, usta sanatçı Müjdat Gezen ile Cumhuriyet'in 100. yılını konuştu…
– Cumhuriyetin değerini nasıl anlatırsınız?
Cumhuriyet tek kelimeyle anlatılacak bir şey değil. Ama anlatılacaksa eğer, Cumhuriyet Atatürk demektir.
– Belçikalı düşünür Daniel Dumoulin, “Türkiye, Atatürk'ü Allah'a borçlusun, geri kalan her şeyi de ona” demiş…
Ne güzel söylemiş… 1916–1922 yılları arasında İngiltere Başbakanı olan Lyold George, Türkiye'ye yenildiği için parlamentosunda çok eleştirilince şöyle karşılık verdi: “Yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki, 20. Yüzyıl'ın dâhisi Türklere nasip oldu ve kader onu bizim karşımıza çıkardı. Elden ne gelebilirdi.”
– Cumhuriyetin 20. yılında dünyaya geldiniz. 29 Ekim sizin de doğum gününüz…
Öğrencilerim ve arkadaşlarımın sürprizleri haricinde ben hiç doğum günü kutlaması yapmıyorum. Çünkü o gün kutlanacak daha güzel bir şey var, o da Cumhuriyet Bayramı.
– Türkiye aydınlığa çıkabilecek mi?
Baskılara göğüs gereceğiz, bedeller ödeyeceğiz ama çıkacağız.
Müthiş kutlamalar yapılırdıGezen çocukluk yıllarında kutlanan Cumhuriyet bayramlarını da şöyle anlattı: “Bizim Saraçhane başında Hava Şehitleri Parkı vardı. En güzel kıyafetlerimizi giyer, tramvaya biner, tören alanına giderdik. Havai fişekler, fener alayları, bandolar filan, müthiş kutlamalar…