Türkiye'de en son 2004 yılında enflasyon düzeltmesi uygulandı. Yirmi yıl aradan sonra yeniden enflasyon düzeltmesi uygulanmaya başladı. Mali müşavirlerin iş yükünün en yoğun olduğu zamanlar yıllık muhasebe işlemlerinin yapıldığı dönemler oluyor. Beyannameyi yetiştirebilmek için zamanla yarışırlar. Enflasyon düzeltmesi ise yıl sonundaki iş yüklerini ikiye katlıyor.
SORULARINIZ İÇİN: akivanc@haberturk.com
Mali müşavirler mesleklerini icra ederken Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bir nevi elemanı gibi çalışırlar. Nihayetinde vergi gelirlerinin önemli bir kısmı onların doldurdukları beyannameler üzerinden ödeniyor. Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavir Odaları bünyesinde örgütlü olan mali müşavirler bugün Ankara’da eylem yapacak. TÜRMOB’un bakanlık nezdindeki girişimlerinden sonuç alınamaması üzerine Türkiye genelinde 81 ildeki odalara üye 130 bin meslek mensubu Altınpark’ta toplanacak.
REKLAMAileleriyle birlikte yüz binlerce kişiye ulaşan bu kitlenin sorunlarının ne olduğunu anlamak için duayen Mali Müşavir Erdoğan Ertürk’ü aradım. Vergi ve sosyal güvenlik mevzuatında sık sık yapılan değişikliklerin meslek mensuplarının iş yükünü artırdığını belirterek başladı anlatmaya. Ertürk, “Yaklaşık 130 bin üyemiz var. Bütün işlemlerimizi aynı personelle yapıyoruz. Maliyenin vesayeti günden güne artmaya başladı. Mevzuat sürekli değişim içinde. Bu yükü artık kaldıramıyoruz. Hiçbirinin de karşılığını alamıyoruz. İş yükünün karşılığını müşteriye yansıtamıyoruz. Personeli yasal olmayacak şekilde gece saat 10-11’lere kadar çalıştırmak zorunda kalıyoruz” dedi.
Mali müşavirlerin zaten çok ağır bir iş yükü bulunduğunu, yirmi yıl sonra tekrar getirilen enflasyon düzeltmesi ile yüklerinin daha da ağırlaştığını vurgulayan Ertürk, 2004 yılında sadece yıl sonunda enflasyon düzeltmesi yapılırken, şimdi 3 ayda bir geçici vergi dönemlerinde de aynı işlemi yapmalarının istendiğini söyledi. Ertürk, şöyle devam etti:
“Geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapmak üç ayda bir yıl sonu yoğunluğunda çalışmak anlamına geliyor, meslek mensuplarımız açısından çok ağır bir yük oluşturuyor. Üstelik işletmelere ciddi vergiler getiriyor. Diyelim firmanızın üzerinde 1 milyon liralık arabanız var. Yüzde 20 oranında artırıldığında 200 bin lira karşılığında gelir vergisi verecekler. Var olan sabit kıymetinize vergi vereceksiniz. İşletme sahipleri henüz bunun farkında değiller. Enflasyon düzeltmesini 17 Ağustos’a kadar yapmamız isteniyor. Mevcut iş yükümüzün üzerine sabahlara kadar çalışacağız. Bu iş yükü insani değil, üstelik karşılığı da yok. Masa başında vefat eden çok arkadaşımız var. Kalp, mide, zona gibi hastalıklardan muzdarip haldeler. Erken yaşta çalışmaktan bunalmış, bıkmış, emekli maaşı ile geçinmeyi göze alıp ofisini kapatan meslektaşlarımız var. Akademik örgütüz, ekonominin kaydını tutan bir örgütüz ama yeterince değer bulmuyoruz.”
REKLAM“İŞYERİMİZ EVİMİZ OLDU”
2004 yılında enflasyon düzeltmesi sırasında iş yoğunluğundan dolayı yüksek tansiyon hastası olduğunu belirten Erdoğan Ertürk, bu kez üç ayda bir enflasyon düzeltmesi yapmak zorunda kalacaklarını vurguladı. “İşyerimiz evimiz oldu, insanca çalışmak istiyoruz” diyen Ertürk, eylemin en başta gelen amacının geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesinin yapılmaması, bir diğerinin ise dijital sistem altyapısının sağlıklı işler hale getirilmesi olduğunu söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın dijital vergi sisteminden de yakınan Ertürk, sistemin yükü kaldıramadığını, beyannameyi yükledikten sonra sistemde saatlerce askıda kaldığını, beş saat sonra veya ertesi gün yükleme işleminin tamamlandığını anlattı. Bazen askıda bekleme sırasında yüklemenin başarısız olduğunu, bu durumda cezalı duruma düştüklerini kaydeden Ertürk, geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapılmamasını, sadece yıl sonunda bir defa yapılmasını istediklerini söyledi.
Enflasyon aslında uzun süredir yüksek seyrediyor. Enflasyon düzeltmesini yıllarca hiç yapmayıp, 20 yıl sonra başlayınca da 3 ayda bir yapmak belli ki mali müşavirleri çok zor durumda bırakmış. Üstelik enflasyonda düşüş sürecine girilmiş bulunuyor. Üç ayda bir enflasyon düzeltmesinde ısrar etmek, “Dezenflasyon programına güvensizlik mi var?” şeklinde soru işaretlerine de yol açabilir.