?>

Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 85. yılı İzmir’de kutlandı

Köy Enstitüleri'nin 85. Yıldönümü'nü Ulusal Eğitim Derneği, ADD Konak Şubesi ve Ortaklar Öğretmen Okullular Derneği’in düzenlediği söyleşi şiir dinletisi ile İzmir'de Arya Kamalı Uluslararası Kültür ve Sanat Merkezi'nde kutlandı.

Gündem - 1 gün önce

Ulusal Eğitim Derneği, ADD Konak Şubesi ve Ortaklar Öğretmen Okullular (Adabelenliler) Derneği, İzmir'de Arya Kamalı Uluslararası Kültür ve Sanat Merkezi'nde Köy Enstitüleri'nin 85. Yıldönümü'nü kutladılar.

İranlı Minyatür Sanatçısı Arya Kamalı'nın bireysel gayretleriyle yıkılmaktan kurtardığı, kültür ve sanatımıza kazandırdığı binalarla sanat sokağına dönüşen 2. Beyler'deki Arya Kamalı Uluslararası Kültür ve Sanat Merkezi’nde yapılan etkinliğin açılışını Ulsal Eğitim Derneği Genel Başkanı Osman Gazi Oktay ve ADD Konak Şubesi Başkanı Müfit Ereş yaptı.

OKTAY KÖY ENSTİTÜLERİN TARİHİNİ ANLATTI

Osman Gazi Oktay yaptığı açılış konuşmasında “Bozkırda Açan Çiçekler. Demokratik kitle örgütlerinin değerli başkan ve yöneticileri, sevgili konuklar; Bugün burada Türk eğitim tarihinde devrim kabul edilen Köy Enstitülerinin kuruluşunu kutlamak, eğitimimizi ezbercilikten kurtarma ve üretim için eğitim felsefesini tekrar gündeme getirmek amacıyla toplandık. 1935 yılında nüfusumuzun yüzde 80'i köylüydü ve bu kitle tümden cahildi. Yalnız okuma yazmada değil, inanış, sağlık ve üretim yönünden de çağ dışı koşullar içindeydi. İhmal edilmişti. Atatürk'ün bu konuya eğilmesiyle, yetkililer işi kökten ve ciddi bir şekilde ele aldılar. Yüzde 80'i köylerde yaşayan nüfusumuzun ancak yüzde 14'ü okuma yazma bilmekteydi. Öğrenim çağında 1 milyon 920 bin köylü çocuğu vardı ve bunların sadece 347 bin 71'i okula gidebilmekteydi. 40 bin köyden 35 bin 67'sinde okul yoktu. Kentlerde çalışan öğretmen sayısı 8 bin 99 köylerdeyse 6 bin 859 idi. Eğitim öğretim sorunu kentlerde yüzde 75 oranında çözümlenmiş, köylerde ise yüzde 15 oranındaydı. Köylerde 38 bin öğretmene ihtiyaç vardı. İlk atılım, 1936'da çıkarılan 3238 Sayılı Yasa'yla, 2 tane köy öğretmen okulu ve eğitmen kursu açılarak başladı. Bu sayı 1940'a gelindiğinde 14'e çıktı. 17 Nisan 1940 tarihinde çıkarılan 3803 Sayılı Yasa ile adları Köy Enstitüleri oldu ve sayıları 21'e ulaştı. Milli Eğitim Bakanı Saffet Arıkan ve İ. Hakkı Tonguç 1936 yılında öğretmen okulları ve eğitmen kurslarının ilkelerini belirlemişti. Bu ilkeler, köy Enstitüleri kurulduğunda yasalaştı. Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, Cumhuriyet devriminin eğitim bakanları içinde yurda en fazla hizmet edenlerden biriydi. Bu yüzden de bütün yıldırımları üzerine çekti. Eğitimimizin sorunları ve çözümü Hasan Ali Yücel'den önceki bakanlarımızca da düşünülmüş olsa da onun zamanında hız kazandı. Bize uygun yeni kurumlar olarak Köy Enstitüleri kuruldu.

Yücel'in içten, insancıl ve kültürlü bir kişilik sahibi olması onu ekip çalışmasına itti. Böyle olunca da adama iş değil işe adam ilkesi geçerlik kazandı. Yapılacak işi en iyi bilenler, bakanlığın kilit noktalarına getirildi. İlköğretim Genel Müdürlüğü'ne İsmail Hakkı Tonguç, Teknik Öğretimin başına Rüştü Uzel getirildi. Hasan Ali Yücel, eğitim örgütünde devrim yapan bir bakandır. Ezberci eğitime karşıydı. Öğretimin yaşamla birleşmesini, insan yaşamına yararlı olmasını isterdi. Köy Enstitülerinde, köy öğretmeni ve köye yarıyan öteki mesleklerdeki kişileri yetiştirmek amacıyla; ziraat işlerine elverişli arazisi bulunan yerlerde enstitüler kurdurdu. Bu okullarda köy öğretmeni dışında köy ebesi, sağlık memuru ve köy teknisyenleri yetişti. İsmail Hakkı Tonguç'un; yasalarını, yönetmeliklerini ve yönergelerini hazırladığı ve tüm engelleri aşarak kurduğu köy enstitüleri ve köy okulları sayesinde, ilköğretim yurt genelinde yaygınlaştı. Okul ve öğrenci sayısı hızla arttı. 4274 Sayılı Yasa'nın 16. Maddesi uyarınca, sıkı bir okula devam kavuşturması başlatıldı. İlköğretim çarkında geçmeyen vatandaş kalmaması hedeflendi. 1936-1947 yılları arasında köy enstitüleri ve eğitmen kursları için 51 milyon lira harcanmıştır. Okul yapımı, tarla satın alınması, öğrencilerin beslenme, giyim, okul araç ve gereci masrafı, okullarda görevli memur ve öğretmen maaşları da bu rakamın içindedir. Türkiye'nin her yönden gelişmiş bir ülke haline gelmesi için köylü çocuğunun eğitilmesinden başka çıkar yol görmeyen Tonguç; ''Hele eğitim işi halledilsin, çözülemez sandığımız sorunlarımız nasıl çorap söküğü gibi çözülecektir, görün'' diyordu. Tonguç; 1942 yılıunda bir köy enstitüsü müdürüne gönderdiği yazıda; ''Elinizdeki talebeyi öyle bir hale getireceksiniz ki bir gün onlara maaş verilmese, yani memleket veremeyecek duruma gelse, felaketler birbiri üstüne yığılsa, onları ateşler içinde bıraksa, yine onlar maaşların verildiği, ekmeklerin serbest satıldığı devirdeki haleti ruhiye gibi sağlam bir imanla işlerini yapmalılar.'' diye belirtir. Köy Enstitüleri yerli ve yabancı pek çok politikacı, eğitimci ve aydının dikkatini çekti. Dünya eğitim ansiklopedilerine de Türk buluşu kurumlar olarak geçti. Tonguç ta Tek Türk Eğitimcisi olarak yerini aldı. Tonguç, ''Büyük Eğitimci'' sıfatını yurdumuzda tam anlamıyla hak eden bir insandı. Türk eğitiminine ve köylülüğüne onun kadar hizmet etmiş kişi yok gibidir. Amerikalı bir pedegoga göre Tonguç, mezar taşına yazılması için, ''İnsan halka yararlı iş yapmadan ölmeye utanmalıdır.''diye not bırakmış. Bu okullardan yetişenlerin; halkın aydınlanma mücadelesine katkı sunması, köylerde sözü dinlenen doğal önderler konumuna gelmeleri, onları, emperyal güçlerin, işbirlikçilerinin ve yerli gericiliğin hedefi durumuna getirdi. 1946 yılında TBMM'nin görevlendirdiği Kazım Karabekir, Şemşettin Günaltay ve Feridun Fikri Düşünsel, Hasanoğlan Köy Enstitüsü'ne giderek, bu okulları kapatmak için gerekçe bulmaya çalışırlar. Karabekir, ''Sizin Hakkı Tonguç için marşınız varmış, bir de onu söyleyin bakalım!'' deyince ortalık sessizleşir, kimse bu marşı anımsamaz. ''Canım içinde köylü efendimiz falan varmış.'' deyince okul müdürü, ''Ziraat Marşı'' der ve öğrenciler söylemeye başlar. Orada bulunan İlköğretim Şube Müdürü Ferit Oğuz Bayır, ''Muhterem efendim, acayip buyrulan bu kurumlarda kanun ve yönetmelikler çerçevesinde eğitim öğretim yapılmaktadır. Bu okullar Batı kopyası değildir. Kendi gerçeklerimizden hareket edilerek meydana getirilmiş bize göre kurumlardır. Milli duygu ve tarih kültürünü ancak buralar vermektedir.'' der. Karabekir; ''Bir de şu var. Talebeler hep köyden alındığı için köy, şehir, zengin-fakir ayrılığı yaratılarak yetiştiriliyorlarmış. En büyük tehlike burada.'' der ve konuşmalar böyle uzar gider. Oraya gitmeleri usul yönündendir. Aslında karar çoktan verilmiştir. O gün gericiler bu savları ileri sürerken; köy enstitülerinin önemini 36 yıl sonra bile anlayamamış, kendini solcu diye ifade eden bazı kişiler, yayımlanan bir dergide köy enstitüleri için, '' Köy Enstitüleri, üretimle sıkı bağları olmakla birlikte, önünde sonunda Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı kurumlardır. Üstyapı kurumlarıdır. Devrim okuldan çıkıp gerçekleşmez. Devrim emekçi halkın mücadelesinden doğar.'' diyerek bu okulların önemini kavramamış, değersizleştirmeye çalışmışlardır. 5129 Sayılı Yasa, 04.09.1947 tarihinde kabul edilerek, Köy Enstitülerinin adı dışında her şeyi değiştirildi. Bir adları kalmıştı, onu da 27.01.1954 tarihinde çıkarılan 6234 Sayılı Yasa ile değiştirdiler. Bu okullardan mezun olan öğretmenlerin kurduğu TÖS, İLK-SEN ile birlikte 1969 yılında gerçekleştirdiği 4 günlük boykotta üye sayıları 80 bini bulmazken 109 bin öğretmeni boykota kattı. Boykota katılmayan öğretmen sayısı sadece 47 bindi. Yine bu okullardan mezun olan öğretmenlerin kurduğu TÖB-DER'in kapatılmasında gösterilen tepki eylemi için bir Şereflikoçhisar yolculuğunda Vedat Dalokay, gazeteci Mustafa Ekmekçi'ye ''Bu öğretmenlerin direnişine şaşıyorum. Aç kalıyorlar yine hiçbir şey yokmuş gibi direniyorlar.'' diyor. 2000 sonrası kurulan eğitim sendikaları yüzbinleri aşan iş bırakma eylemleri gerçekleştirse de 1969 yılında yapılan boykotun oranını yakalayamadı” dedi.

ŞİİR DİNLETİSİ YAPILDI

Açılış konuşmasının ardında. Yönlendiriciliğini Ortaklar Öğretmen Okullular (Adabelenliler) Derneği Başkanı Mustafa Özmen'in yönetiminde yapılan söyleşide İvriz Köy Enstitüsü Mezunu Yazar Mevlüt Kaplan, Akpınar Köy Enstitüsü Mezunu Ali Türcan ve Ulusal Eğitim Derneği İzmir Şubesi Kurucu Başkanı-Yazar Dr. Mustafa Kozan Köy Enstitüleri konuşuldu. Şiirli, sazlı sözlü etkinlik, Ortaklar Köy Enstitüsü Fotoğraf Sergisi ile zenginleştirilmişti. Katılımcılar memnuniyetlerini belirterek, konuşmacılara teşekkür ederek salondan ayrıldılar.

Haftanın Öne Çıkanları

Harvard profesörü açıkladı: Balık tüketmek kalp krizi riskini azaltabilir!

2025-04-15 16:05 - Gündem

Keskin ve Oda Başkanlarından AK Parti İl Başkanı Ali Bakan’a Ziyaret

2025-04-15 16:06 - Gündem

Öztürkler: Tüm engellemelere rağmen kalkınmaya devam edeceğiz

2025-04-15 17:05 - Gündem

Gazeteci Bahadır Özgür'e hapis cezası

2025-04-15 17:05 - Politika

Zirai Don Etkileri Bilgilendirme ve Değerlendirme Toplantısı

2025-04-15 17:06 - Gündem

İl Başkanı Bakan, zirai don olayı ile ilgili bilgilendirme toplantısı düzenledi

2025-04-15 18:05 - Gündem

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Zorlu, Türk devletlerinin büyükelçileriyle bir araya geldi

2025-04-15 18:06 - Kıbrıs

İki gündür kendisinden haber alınamıyordu: Uyuyormuş!

2025-04-15 18:06 - Gündem

En çok satan akıllı telefon markası belli oldu

2025-04-15 19:05 - Gündem

Cumhuriyet Meclisi’nin bugünkü oturumu sona erdi

2025-04-15 19:06 - Kıbrıs

İlgili Haberler

Meteoroloji gün verdi: Yurdun tamamında yağış bekleniyor!

20:06 - Gündem

Chelsea, 10 dakikada geri döndü!

19:06 - Gündem

9. Akdeniz Ayrelli Festivali’nin geleneksel açılışı Başbakan Üstel tarafından yapıldı

18:06 - Gündem

Ümraniyespor'a deplasmanda tek gol yetti!

16:05 - Gündem

Perihan Aziz anısına düzenlenen 6. Geleneksel Bağlıköy Eko Gün yapıldı..

15:06 - Gündem

Günün Manşetleri

Süper Lig’de 28.hafta

20:05 - Spor

9. Akdeniz Ayrelli Festivali’nin geleneksel açılışı Başbakan Üstel tarafından yapıldı

18:06 - Gündem

Akçay’da Çocuk ve Bahar Ṣenliği düzenlendi

17:06 - Kıbrıs

 2.Kaleburnu Arkeo Festivali yapıldı

16:06 - Yaşam

Perihan Aziz anısına düzenlenen 6. Geleneksel Bağlıköy Eko Gün yapıldı..

15:06 - Gündem