Türkiye’de işçiler enflasyonun altında kalan maaş zamları, özlük ve sendikalaşma gibi hakları için direnişlerini sürdürüyor. İzmir’de faaliyet gösteren Temel Conta’da 123 gündür grevde olan işçiler, “Bu bir onur mücadelesi” diyerek grevlerine kararlılıkla devam ediyor. 1700 tütün işçisi, “Gelirsiz kaldık” derken 85 gündür grevde olan Digel Tekstil işçileri “Toplusözleşme hakkı gasp edildi” dedi. Türkİş ve Tekgıda-İş temsilcileri, “Bu mücadele geri adım atmadan sürecek” mesajı verdi.
‘TENCEREYİ KİMSE GÖRMÜYOR’
Devam eden işçi grevlerine ilişkin Türk-İş Ege Bölge Temsilcisi Hayrettin Çakmak, tütün işçileri (TTL, Oryantal, Sunel Tütün), Temel Conta ve Digel Tekstil başta olmak üzere pek çok alanda süren direnişlere değinerek “Tütün işçisi mevsimliktir. Greve çıkması demek, artık hiçbir gelirinin kalmamış olması demek. Uzun yıllardır, metalde, tekstilde, tütünde çalışan işçiler de bir fedakârlık bekliyor. Bu işçiler fedakâr, yürekli insanlar. Sigortası yatsın, bir gün emekli olabilsin diye çalışıyorlar. Bugün pazarda taze fasulyenin kilosu 160-170 lira. Soğan 30 lira. Tencere artık sadece yanmıyor, eriyor” ifadelerini kullandı. Temel Conta fabrikasının önünde 123 gündür süren direnişlerinin sürdüğünü ifade eden işyeri temsilcisi Sinem Kaya, “Kazanana kadar buradaki mücadele devam edecek. Bu mücadele parayla ilgili değil, onur meselesi bizim için. İçerideki kölelik sistemini bitireceğiz, çocuklarımızın geleceği için anayasal haklarımıza dört elle sarıldık. Hak yerini bulana kadar buradayız. Bundan sonra susmak yok, haksızlıkları kabul etmek yok. Temel Conta işçileri olarak hakkımıza ve emeğimize sahip çıkacağız” diye konuştu. Sunel Tütün çalışanı Oğuz Ataman ise “Ülke ekonomisinde her şeyin hızla zamlandığı, alım gücümüzün kalmadığı bir noktaya geldik. Artık yeter. Biz işçiler, ülke genelindeki mali krizi üstlenmek istemiyoruz. Biz de ailelerimizle birlikte refah içinde yaşayabileceğimiz ücretler talep ediyoruz. Bizim için bu sadece maddi bir talep değil, onur meselesideeir. Ailelerimizle daha iyi şartlarda yaşamayı, emeğimizin karşılığını almayı hak ediyoruz” diyerek işçilerin haklı taleplerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti.
‘BASKI DAHA DA ARTMIŞTIR’
Digel Tekstil işçisi Bahar Tunçer, yapılan ücret zammı ve sosyal yardımların yetersizliğinden dolayı işverene taleplerini ilettiklerini ifade ederek “İşveren, işçilerin taleplerine olumlu bir dönüş yapmadı. İşçiler protesto haklarını kullanarak hem yerel hem de uluslararası yasalarda güvence altında olan sendikalaşma girişiminde bulundular. Fakat yoğun iş baskısı ve içeride sendikal faaliyet yürüten işçi arkadaşlarımıza baskı daha da artmıştır, işçiler sendika hakkı ve işe geri dönmek için bekleyişlerine devam ediyorlar” dedi.
‘ADALETLİ BİR YAKLAŞIM GEREKİYOR’
Tekgıda-İş Sendikası İzmir 7 No’lu Şube Başkanı Ömer Atabey, asgari ücret artışlarının yetersiz olduğunu ve vasıf, sorumluluk ile kıdemli işçilik gibi faktörlerin de işçiler için hak kayıplarına yol açtığını dile getirerek “1700 işçimiz her zaman toplu iş sözleşmesi masasında çözüm beklediler işverenlerimiz, sorunları çözmek yerine, işçiyi ve sendikayı boyun eğdirmeye çalışıyor. Sendikamız yanımızda, işçilerimiz birlik ve beraberlik içinde sefalet ücretini kabul etmeyecek. Taşeronlara ödedikleri ücretleri kendi işçilerine de yansıtmaları gerekiyor. Bu adaletli bir yaklaşım değil” diye konuştu.